Bakan Yardımcısı Ahmet Aydın’dan Ortadoğu’daki Gelişmelere Dair Net Mesaj: “Sınır Tanımayan Zulme Karşı Sınırları Aşan Kardeşlik!”

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Ahmet Aydın, İsrail’in Orta Doğu’daki saldırgan politikalarına ve uluslararası hukuku hiçe sayan uygulamalarına sert sözlerle tepki gösterdi. Aydın, özellikle son dönemde Gazze’de yoğunlaşan saldırılarla başlayan sürecin, farklı coğrafyalara sıçrayarak tüm bölgeyi tehdit eden bir kaos stratejisine dönüştüğünü vurguladı. Bakan Yardımcısı, Türkiye’nin bu saldırganlığa karşı hem diplomatik hem de gerektiğinde askeri düzeyde kararlı bir duruş sergilediğini ifade etti.

“İsrail, Sadece Gazze’de Değil, Bölge Genelinde Kaos Yaymaya Çalışıyor”

Ahmet Aydın, İsrail’in Gazze’deki yıkıcı saldırılarının ve orada işlenen açık insanlık suçlarının, aslında daha büyük bir stratejinin parçası olduğuna dikkat çekti. Bu saldırıların sadece Filistin halkını değil, tüm bölge halklarını ve insanlık onurunu hedef aldığını belirtti. İsrail’in Filistin’den başlayarak Lübnan, Yemen, İran ve son olarak Suriye’ye uzanan bir gerilim hattı oluşturduğunu kaydeden Aydın, bu adımların barışa, devlet egemenliklerine ve bölgesel istikrara doğrudan tehdit oluşturduğunu söyledi.

“Suriye’deki Provokasyonlar Uluslararası Hukuka Aykırıdır”

İsrail’in özellikle Golan Tepeleri ve çevresindeki bölgelerde Suriye'nin egemenlik haklarını açıkça ihlal ettiğini belirten Aydın, bu adımların kabul edilemez olduğunu ifade etti. İsrail’in Suriye’deki Dürzî toplulukları provoke ederek iç karışıklık yaratma çabalarının da bu büyük planın parçası olduğunu söyledi. Bu tür girişimlerin hem uluslararası hukuku hem de bölge halklarının iradesini yok saydığını vurgulayan Aydın, bu davranışların Orta Doğu’yu uzun vadeli istikrarsızlığa sürüklemeyi amaçladığını belirtti.

“Türkiye'nin Yapıcı Rolü Belirleyici Oldu”

Bakan Yardımcısı Aydın, Türkiye’nin bu süreçte üstlendiği yapıcı ve barışçıl rolün altını çizdi. Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara'nın da Türkiye’nin katkılarına ve barışı önceleyen diplomatik tavrına dikkat çektiğini hatırlattı. Türkiye'nin bölgede mezhep ya da etnik ayrım gözetmeksizin tüm halkların huzurunu ve bütünlüğünü savunduğunu belirten Aydın, “Dürzî topluluklar üzerinden oluşturulmak istenen ayrıştırıcı iklim, Türkiye’nin diplomatik katkısıyla bertaraf edilmiştir” dedi.

“Cumhurbaşkanımızın Net Duruşu Bölgesel Barış İçin Umuttur”

Türkiye’nin sessiz kalmayan tavrının sadece kendi ulusal güvenliği değil, insanlık vicdanı açısından da zorunlu olduğunu belirten Aydın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuya ilişkin tarihi sözlerini hatırlattı:

“Tıpkı sınırlarımız içindeki Kürt vatandaşlarımız gibi, Suriye’deki Kürtler de bizim özbeöz kardeşimizdir, canımızdan bir parçadır. Evelallah onların da Siyonizmin sofrasında meze olmalarına müsaade etmeyeceğiz.”

Bu sözlerin sadece siyasi bir söylem değil, aynı zamanda Türkiye’nin tarihsel ve insani sorumluluğunun bir yansıması olduğunu söyleyen Aydın, kardeşlik hukukuna olan inançlarının her türlü emperyalist plana karşı en güçlü kalkan olduğunu ifade etti.

“Türkiye Halkların Yanında, Zalimlerin Karşısındadır”

Ahmet Aydın açıklamasında, Türkiye'nin durduğu yerin net olduğunu vurguladı: “Bizim nazarımızda Türk, Kürt, Arap ayrımı yoktur. Suriye halkı bir bütündür. Türkiye bu coğrafyada halkların değil, halkları birbirine düşürmek isteyen zalimlerin karşısındadır.”

Bu yaklaşımın inançtan, tarihî birikimden ve evrensel insanlık değerlerinden beslendiğini belirten Aydın, İsrail’in saldırganlığına karşı suskun kalmanın insanlığı inkâr etmek anlamına geldiğini ifade etti.

“Uluslararası Toplum Sessizliği ile Suça Ortak Oluyor”

Uluslararası toplumun yaşanan zulüm karşısındaki sessizliğini de eleştiren Bakan Yardımcısı, bu sessizliğin adeta bir ortaklık anlamına geldiğini vurguladı. Aydın, “Bugün bizlere düşen görev, adaleti savunmaktır. Biz adaleti sadece diplomatik bir retorik değil, medeniyetimizin temel taşı olarak görüyoruz” dedi.

Kur’an-ı Kerim’den “Allah, adaletli davrananları sever” (Mâide Suresi, 42. Ayet) ayetini hatırlatan Aydın, Türkiye’nin bu anlayışla adalet mücadelesinde öncü olmaya devam edeceğini belirtti.

“Hedefimiz Güçlünün Değil, Haklının Egemen Olduğu Bir Dünya”

Ahmet Aydın sözlerini şu cümlelerle tamamladı:
“Türkiye, haklıların söz sahibi olduğu adil bir dünya düzeni için kararlılıkla mücadele etmektedir. İnsanlık, sınırların ötesine taşan bu zulme karşı birleşmeli, cesur ve tutarlı bir tavır sergilemelidir. Türkiye, bu adalet mücadelesinde üzerine düşeni yapmaya hem hazır hem de kararlıdır.”