Toplumca Bilinçlen, Afete Hazırlan!

Dünya genelinde yaşanan afetler, her geçen yıl daha fazla insanı etkiliyor ve daha büyük yıkımlara neden oluyor. Depremler, seller, heyelanlar, orman yangınları ve kuraklık gibi doğal afetler hem can hem de mal kayıplarına yol açıyor. Ancak unutulmamalıdır ki bu afetlerin etkilerini azaltmak ve toplumları daha dirençli hale getirmek elimizdedir. İşte bu bilinçle her yıl 13 Ekim, Uluslararası Afetlerin Azaltılması Günü olarak anılıyor.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından ilk kez 1989 yılında ilan edilen bu özel gün, 2009’dan bu yana her yıl 13 Ekim’de kutlanıyor. Günün amacı; afetlerin sonuçlarını azaltmak, riskleri tanımak, önlem almak ve toplum genelinde afet farkındalığını artırmak.

6 Şubat 2023: Asrın Felaketi

Ülkemiz, coğrafi yapısı nedeniyle çok sayıda doğal afete açık bir konumda bulunuyor. Bu gerçek, 6 Şubat 2023 tarihinde bir kez daha acı bir şekilde hatırlandı. Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki iki büyük deprem, Türkiye'yi derinden sarstı. Gece saatlerinde yaşanan ilk depremin ardından, aynı gün içinde meydana gelen ikinci büyük sarsıntı, felaketin boyutlarını katbekat artırdı.

Bu depremler 11 ili doğrudan etkiledi: Adıyaman, Kahramanmaraş, Hatay, Gaziantep, Malatya, Şanlıurfa, Diyarbakır, Osmaniye, Kilis, Adana ve Elazığ. On binlerce insan hayatını kaybetti, yüz binlerce bina yıkıldı ya da ağır hasar aldı.

Adıyaman, en fazla yıkımın yaşandığı illerden biri olarak dikkat çekti. Binlerce bina yerle bir oldu, çok sayıda aile sevdiklerini kaybetti ve sokaklar sessizliğe büründü. Şehir adeta bir hayalet kente dönüştü. Elektrik, su ve haberleşme altyapısı çöktü; insanlar ilk saatlerde yardım ulaşamayınca enkaz başında çaresizce bekledi.

Depremin ardından, arama kurtarma çalışmaları başlatıldı. Tüm Türkiye tek yürek oldu; devlet kurumları, sivil toplum kuruluşları ve gönüllüler bölgeye akın etti. Günler süren çabalarla binlerce insan enkazdan sağ çıkarıldı. Ancak felaketin izleri derindi.

Deprem bölgesinde yaklaşık 14 milyon insan bu felaketten doğrudan etkilendi. Evlerini kaybeden insanlar çadırlara, konteyner kentlere yerleştirildi. Çocuklar okullarından uzak kaldı, iş yerleri yıkıldı, şehirlerin ekonomisi durma noktasına geldi. Ancak zamanla toparlanma süreci başladı. Adıyaman başta olmak üzere, etkilenen şehirler yeniden ayağa kalkmak için büyük bir mücadele veriyor. Kalıcı konutlar inşa ediliyor, altyapı çalışmaları sürüyor, psikososyal destek hizmetleri sağlanıyor.

Felaketlerden Ders Çıkarmak Zorundayız

6 Şubat depremleri bizlere çok önemli bir gerçeği bir kez daha gösterdi: Deprem değil, ihmal öldürür. Sağlıksız yapılar, yetersiz denetim, eksik hazırlıklar ve afet anında oluşan kaos ortamı, can kayıplarını artıran başlıca nedenler arasında yer aldı.

Bu yüzden afetlere karşı sadece yas tutmak yetmez; önlem almak, hazırlıklı olmak, bilinçlenmek ve dayanıklı bir toplum inşa etmek zorundayız. Depremler, seller, heyelanlar... Belki bu felaketleri tamamen engelleyemeyiz ama etkilerini azaltmak mümkün.

İçişleri Bakanlığı Afet türlerini şu cümlelerle sıralıyor:

Dünya genelindeki doğal afetler ele alınınca, 31 çeşit doğal afetin 28 tanesini meteorolojik afetlerin oluşturduğu görülür. Doğal afetlerin çeşitleri ve önem sıraları ülkeden ülkeye de değişmektedir. Örneğin, Akdeniz Bölgesinde doğal afetler kuraklık, seller, orman yangınları, heyelan, dolu fırtınaları, çığlar, donlardır. Ülkemizde ise en sık görülen meteorolojik karakterli doğal afetler dolu, sel, taşkın, don, orman yangınları, kuraklık, şiddetli yağış, şiddetli rüzgâr, yıldırım, çığ, kar ve fırtınalardır. Dünya Meteoroloji Örgütüne (WMO) göre sadece 1980'li yıllarda dünyada 700,000 kişi meteorolojik afetlerden dolayı hayatını kaybetmiştir

Afetler; yavaş gelişen doğal afetler (şiddetli soğuklar, kuraklık, kıtlık vb.), ani gelişen doğal afetler (deprem, sel, toprak kayması, çığ, fırtına, volkan patlaması, yangınlar vb.) ve insan kaynaklı afetler (nükleer, biyolojik, kimyasal kazalar; ulaşım ve endüstriyel kazalar; aşırı kalabalık nedeniyle oluşan olaylar; göç ve yerinden edilme gibi durumlar) olmak üzere üç ana gruba ayrılır.

Afetlerle mücadelede bireylere, yerel yönetimlere, devlet kurumlarına ve eğitim sistemine büyük sorumluluklar düşüyor. Güçlü yapılar, sağlam şehir planlaması, afet eğitimi, erken uyarı sistemleri ve toplumun bilinçlendirilmesi bu sürecin vazgeçilmez parçalarıdır.

Bugün Değilse Ne Zaman?

13 Ekim Uluslararası Afetlerin Azaltılması Günü, sadece bir takvim günü değil; toplum olarak kendimize sormamız gereken soruların ve almamız gereken önlemlerin hatırlatıcısıdır. Geçmişte yaşanan felaketlerden ders almalı, bir daha aynı acıların yaşanmaması için şimdiden harekete geçmeliyiz.

Unutmayalım, afetlere karşı en büyük silahımız hazırlıklı olmak ve bilinçli davranmaktır. Bugün önlem almazsak, yarın çok geç olabilir.