Erdoğan, "İkna Odalarını Kuranların Kimler Olduğunu Biliyoruz"

Siyaset (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 04.11.2022 - 20:25, Güncelleme: 04.11.2022 - 20:25
 

Erdoğan, "İkna Odalarını Kuranların Kimler Olduğunu Biliyoruz"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan eşi Emine Erdoğan ile birlikte, Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen 5. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi’nin açılış oturumuna katılarak bir konuşma yaptı. Kadının içinde yer almadığı hiçbir alanda, insanlığın hayrına neticeler elde etmenin veya bunları sürdürülebilir kılmanın mümkün olmadığına inandıklarını belirten Erdoğan, oturumda yaptığı konuşmada şunları söyledi;
    Dünyanın her yerindeki toplumlara aynı kadın modeli dayatılmakta    Adalet kavramıyla kadın bir araya geldiğinde geçmişten geleceğe konuşulacak çok konu, yapılacak çok tartışma çıktığı bir gerçektir. Kültürel kodların farklı toplumlarda, farklı coğrafyalarda farklı tezahürlerle şekillendirdiği kadın algısı üzerinde etraflıca durulmayı hak eden bir çeşitlilik gösteriyor. Dünyadaki  kadın hareketlerinin dilini ve pratiğini şekillendiren en önemli unsurlardan birinin de bu kültürel kod farklılıklarının olduğunu müşahede ediyoruz. İletişim imkanlarının küresel düzeyde yönlendirmeye açık bir şekilde genişlemesiyle ortaya çıkan tekdüzelik, çeşitli kültürlerdeki kadın algısını zenginliğini ortadan kaldırmıştır. Batı medeniyetinin baskın karakteri, en çok da kadına bakışta onun hayattaki konumda kabullerde ortaya çıkmıştır. Dünyanın her yerindeki toplumlara aynı kadın modeli dayatılmakta, kadından aynı siyasi, sosyal, ekonomik rolü benimsemesi ve oynaması isteniyor. Ülkelerin pek çoğunda nüfusun kırsaldan şehirlere yığılması, kitlelerin aynı iletişim kanalından beslenerek hayat biçimlerini şekillendirmesi bu dayatmayı beslemektedir. Bunun dışındaki her türlü anlayış küresel davranış bir anda kendini küresel bir lince tabi tutulurken, burada kendini görebilmektedir” dedi.    Tek bir kadının bile sırf cinsiyeti yüzünden şiddete uğramasını, hayatını kaybetmesini asla kabul edemeyiz.    “Sosyal medya mecraların ülkelerin siyasi tercihlerini yönlendirmeden çok daha fazlası kadın konusu başta olmak üzere sosyal ve kültürel alanlarda yaşanmaktadır” diyerek konuşmasını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Artık bu mesele sadece bilim insanlarının, sivil toplum kuruluşlarının ilgi alanı olmaktan çıkıp insanlığın topyekûn gündem başlığı hale gelmesi bir seviyeye ulaşmıştır. Gelişmiş ülkelerin dışarıya verdiklerinin tersine kadına yönelik cinayet, şiddet, ayrımcılık gibi konularında ciddi sorunlar yaşadıklarını biliyoruz. Ülkemizde tek bir kadının bile sırf cinsiyeti yüzünden şiddete uğramasını, hayatını kaybetmesini asla kabul edemeyiz. Aynı şekilde ülkemizi kadına yönelik şiddetin ve cinayetin ülkemizin dört bir yanında kol gezdiği bir yer gibi sunanların aslında kendi içindeki çürümeyi gözlerden kaçırmasını da kabul edemeyiz. Kadınların mağduriyetine yol açan çarpık kabuller, dünyanın her yerinde olduğu gibi gelişmiş ülkelerde de sürüyor. Bu sorgulamayı gelişmiş ülkelerde yaşanan sorunlar dahil, her türlü bağnazlık üzerine çıkartarak yapamazsak, arzu ettiğimiz vicdani, adil sürdürülebilir toplumsal iklime ulaşamayız    “Kadınların dışlandığı bir dünya insanlığın yarısından feragat etmiş demektir”    Hep söylediğimiz gibi kadınların dışlandığı bir dünya insanlığın yarısından feragat etmiş demektir. Bu da hem fıtrata hem inancımıza hem de hayatın bizatihi kendi işleyişine aykırı bir anlayıştır. Kadını aile başta olmak üzere var oluşun temel unsurlarından koparanlar aslında en büyük kötülüğü bizatihi kadınlarımıza yapmaktadır. Biz kadının içinde yer almadığı hiçbir alanda insanlığın hayrına netice elde etmenin veya bunları sürdürülebilir olmanın mümkün olmadığına inanıyoruz. Bu anlayışla kadınlarımızı güçlendirecek politikaları kararlılıkla uyguluyoruz. Mücadelemizde en büyük desteği gördüğümüz kadınlarla siyasetten ekonomiye her alanda çok daha başarılı bir geleceğin bizi beklediğinden şüphe duymuyorum” diye konuştu.    Töre ve namus cinayetlerine verilen suçları ağırlaştırarak bu sorunu büyük ölçüde gündemimizden çıkardık     Kadınlara yönelik yapılan çalışmalar hakkında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizde 20 yılda asırlık eser ve kazandırdık derken, ne mübalağa ediyoruz. Anayasamızın 10. Maddesine kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür ibaresini ekleterek başladık. Ayrıca pozitif ayrımcılık ilkesini uygulamak için bu maksatla alınacak tedbirlerine eşitlik ilkesine aykırı yorumlanmayacağı anayasa yer aldı. Bu amaçla 2005 yılında tarihimizin en büyük reformlarından biri olan hukuki düzenlemeleri hayata geçirdik. Töre ve namus cinayetlerine verilen suçları ağırlaştırarak bu sorunu büyük ölçüde gündemimizden çıkardık. Aile içi ve kadına yönelik şiddet durumunu tanımlayarak iş akdinin fesih edilemeyeceği hükmünü getirerek bu doğrultuda önemli adımlar attık. Çalışan kadınlar şartlarını iyileştirerek, süt izni, doğum izni haklarını iyileştirdik. Gebelikten itibaren doğuma ve çocuğun büyümesine yönelik her aşamada anneleri koruyan kollayan, maddi olarak destekleyen çalışmalar başlattık.    Kadın istihdamı toplam istihdamın 3’te 1’ine yaklaşmıştır    Ülkemizin 81 iline yaygınlaştırdığımız Şiddet Önleme ve İzleme merkezleri bugüne kadar 1 milyon kişiye hizmet verdik. Kadın Acil Destek Uygulaması (KADES), kadınların ve çocukların maruz kaldığı şiddet ve tacize süratle müdahale edilen bir sistem haline geldi. Denetimli serbestliğin bir unsuru olarak kullanılan elektronik kelepçe şiddet mağduru kadınlarımızı korumaya hizmet ediyor. Aile mahkemelerini kurarak bu sorunun ihtisas sahibi hakimlerle çözümünü temin ettik. TBMM’de faaliyete geçirdiğimiz kadın erkek fırsat eşitliği komisyonuyla, yasama organında bu konuda sürekli çalışacak kalıcı bir platformun kurulmasını sağladık. Kalkınma planlarımızı kadınlarımızın çalışma hayatında daha etkin yer almasını sağlayacak, onlara yönelik hizmetleri nitelik ve nicelik olarak güçlendirecek bir anlayışla hazırladık, kız çocuklarımızın eğitim öğretim engelini kaldırdık. Hatta üniversitede okuyan kız çocuklarımızın oranı, artık erkekleri geride bırakmış durumdadır. Girişimci kadınlarımızı kadın kooperatiflerine destekliyor, kadın istihdam eden işletmelere ilave kredi sağlıyoruz. Tarihimizde ilk defa kadın istihdamı toplam istihdamın 3’te 1’ine yaklaşmıştır. Siyasetteki kadın oranı da mecliste yer alan milletvekillerimizin yüzde 17’sini geçerek Cumhuriyet tarihimizin en yüksek seviyesine çıkmıştır. Kadınlarımızı hayatın her alanında hak ettikleri seviyeye çıkartacak çalışmalar gerçekleştirdik” şeklinde konuştu.    “Her zaman bunların işi istismar siyaseti, bunlarda gerçek manada liderlik siyaseti yok”    Başörtüsüyle ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eğitim hayatlarının önüne engeller konulan, çalışmalarına izin verilmeyen, kamudan dışlanan kadınlarımıza bu zulümlerin çağdaşlık, modernlik adına yapılması bir başka garabettir. Ne işi var, ne işi var okulda, tarlada çalışsın, temizlik yapsın kadına reva görülen bu değil miydi? Yıllarca ülkemizde bunu yaşadık. Üniversite koridorlarında itilip kakılan, liselerin kapılarından alınmayan, bırakın istihdamı, ziyaret için gittiği kadınlarımızın destansı mücadelenin yakın şahidiyiz. Başındaki örtüsü sebebiyle, haksızlığa maruz bırakılan, hatta örtüleri zorla açılmaya çalışılan kızlarımızın kadınlarımızın yaşadığı trajedi ülkemizin bir döneminin kara lekesi olarak tarihe geçmiştir. Bizim vesayetle mücadelemizin en somut sonuçlarını kadınlarımızın hayatlarında görmek mümkündür. Hamdolsun eğitimden istihdama kadınlarımız böyle bir zulme maruz kalmıyor, bu tür adaletsizliğe maruz kalmıyor. Yıllar yılı başörtünün düşmanı olan ve üniversitelerimizde ikna odalarını kuranların kimler olduğunu bilmiyor muyuz? Ben şimdi yeni teklif daha yaptım. Hadi bakalım kaç tane başörtülü milletvekili adayı çıkaracaksın. Şaşırmayın, bunu söyledim ya başörtülü milletvekili adayı da koyar, bak rozet takmaya başladı, adayı da koyar. diye konuştu.    
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan eşi Emine Erdoğan ile birlikte, Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen 5. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi’nin açılış oturumuna katılarak bir konuşma yaptı. Kadının içinde yer almadığı hiçbir alanda, insanlığın hayrına neticeler elde etmenin veya bunları sürdürülebilir kılmanın mümkün olmadığına inandıklarını belirten Erdoğan, oturumda yaptığı konuşmada şunları söyledi;

    Dünyanın her yerindeki toplumlara aynı kadın modeli dayatılmakta
   Adalet kavramıyla kadın bir araya geldiğinde geçmişten geleceğe konuşulacak çok konu, yapılacak çok tartışma çıktığı bir gerçektir. Kültürel kodların farklı toplumlarda, farklı coğrafyalarda farklı tezahürlerle şekillendirdiği kadın algısı üzerinde etraflıca durulmayı hak eden bir çeşitlilik gösteriyor. Dünyadaki  kadın hareketlerinin dilini ve pratiğini şekillendiren en önemli unsurlardan birinin de bu kültürel kod farklılıklarının olduğunu müşahede ediyoruz. İletişim imkanlarının küresel düzeyde yönlendirmeye açık bir şekilde genişlemesiyle ortaya çıkan tekdüzelik, çeşitli kültürlerdeki kadın algısını zenginliğini ortadan kaldırmıştır. Batı medeniyetinin baskın karakteri, en çok da kadına bakışta onun hayattaki konumda kabullerde ortaya çıkmıştır. Dünyanın her yerindeki toplumlara aynı kadın modeli dayatılmakta, kadından aynı siyasi, sosyal, ekonomik rolü benimsemesi ve oynaması isteniyor. Ülkelerin pek çoğunda nüfusun kırsaldan şehirlere yığılması, kitlelerin aynı iletişim kanalından beslenerek hayat biçimlerini şekillendirmesi bu dayatmayı beslemektedir. Bunun dışındaki her türlü anlayış küresel davranış bir anda kendini küresel bir lince tabi tutulurken, burada kendini görebilmektedir” dedi.


   Tek bir kadının bile sırf cinsiyeti yüzünden şiddete uğramasını, hayatını kaybetmesini asla kabul edemeyiz.
   “Sosyal medya mecraların ülkelerin siyasi tercihlerini yönlendirmeden çok daha fazlası kadın konusu başta olmak üzere sosyal ve kültürel alanlarda yaşanmaktadır” diyerek konuşmasını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Artık bu mesele sadece bilim insanlarının, sivil toplum kuruluşlarının ilgi alanı olmaktan çıkıp insanlığın topyekûn gündem başlığı hale gelmesi bir seviyeye ulaşmıştır. Gelişmiş ülkelerin dışarıya verdiklerinin tersine kadına yönelik cinayet, şiddet, ayrımcılık gibi konularında ciddi sorunlar yaşadıklarını biliyoruz. Ülkemizde tek bir kadının bile sırf cinsiyeti yüzünden şiddete uğramasını, hayatını kaybetmesini asla kabul edemeyiz. Aynı şekilde ülkemizi kadına yönelik şiddetin ve cinayetin ülkemizin dört bir yanında kol gezdiği bir yer gibi sunanların aslında kendi içindeki çürümeyi gözlerden kaçırmasını da kabul edemeyiz. Kadınların mağduriyetine yol açan çarpık kabuller, dünyanın her yerinde olduğu gibi gelişmiş ülkelerde de sürüyor. Bu sorgulamayı gelişmiş ülkelerde yaşanan sorunlar dahil, her türlü bağnazlık üzerine çıkartarak yapamazsak, arzu ettiğimiz vicdani, adil sürdürülebilir toplumsal iklime ulaşamayız
   “Kadınların dışlandığı bir dünya insanlığın yarısından feragat etmiş demektir”
   Hep söylediğimiz gibi kadınların dışlandığı bir dünya insanlığın yarısından feragat etmiş demektir. Bu da hem fıtrata hem inancımıza hem de hayatın bizatihi kendi işleyişine aykırı bir anlayıştır. Kadını aile başta olmak üzere var oluşun temel unsurlarından koparanlar aslında en büyük kötülüğü bizatihi kadınlarımıza yapmaktadır. Biz kadının içinde yer almadığı hiçbir alanda insanlığın hayrına netice elde etmenin veya bunları sürdürülebilir olmanın mümkün olmadığına inanıyoruz. Bu anlayışla kadınlarımızı güçlendirecek politikaları kararlılıkla uyguluyoruz. Mücadelemizde en büyük desteği gördüğümüz kadınlarla siyasetten ekonomiye her alanda çok daha başarılı bir geleceğin bizi beklediğinden şüphe duymuyorum” diye konuştu.


   Töre ve namus cinayetlerine verilen suçları ağırlaştırarak bu sorunu büyük ölçüde gündemimizden çıkardık
    Kadınlara yönelik yapılan çalışmalar hakkında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizde 20 yılda asırlık eser ve kazandırdık derken, ne mübalağa ediyoruz. Anayasamızın 10. Maddesine kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür ibaresini ekleterek başladık. Ayrıca pozitif ayrımcılık ilkesini uygulamak için bu maksatla alınacak tedbirlerine eşitlik ilkesine aykırı yorumlanmayacağı anayasa yer aldı. Bu amaçla 2005 yılında tarihimizin en büyük reformlarından biri olan hukuki düzenlemeleri hayata geçirdik. Töre ve namus cinayetlerine verilen suçları ağırlaştırarak bu sorunu büyük ölçüde gündemimizden çıkardık. Aile içi ve kadına yönelik şiddet durumunu tanımlayarak iş akdinin fesih edilemeyeceği hükmünü getirerek bu doğrultuda önemli adımlar attık. Çalışan kadınlar şartlarını iyileştirerek, süt izni, doğum izni haklarını iyileştirdik. Gebelikten itibaren doğuma ve çocuğun büyümesine yönelik her aşamada anneleri koruyan kollayan, maddi olarak destekleyen çalışmalar başlattık.
   Kadın istihdamı toplam istihdamın 3’te 1’ine yaklaşmıştır
   Ülkemizin 81 iline yaygınlaştırdığımız Şiddet Önleme ve İzleme merkezleri bugüne kadar 1 milyon kişiye hizmet verdik. Kadın Acil Destek Uygulaması (KADES), kadınların ve çocukların maruz kaldığı şiddet ve tacize süratle müdahale edilen bir sistem haline geldi. Denetimli serbestliğin bir unsuru olarak kullanılan elektronik kelepçe şiddet mağduru kadınlarımızı korumaya hizmet ediyor. Aile mahkemelerini kurarak bu sorunun ihtisas sahibi hakimlerle çözümünü temin ettik. TBMM’de faaliyete geçirdiğimiz kadın erkek fırsat eşitliği komisyonuyla, yasama organında bu konuda sürekli çalışacak kalıcı bir platformun kurulmasını sağladık. Kalkınma planlarımızı kadınlarımızın çalışma hayatında daha etkin yer almasını sağlayacak, onlara yönelik hizmetleri nitelik ve nicelik olarak güçlendirecek bir anlayışla hazırladık, kız çocuklarımızın eğitim öğretim engelini kaldırdık. Hatta üniversitede okuyan kız çocuklarımızın oranı, artık erkekleri geride bırakmış durumdadır. Girişimci kadınlarımızı kadın kooperatiflerine destekliyor, kadın istihdam eden işletmelere ilave kredi sağlıyoruz. Tarihimizde ilk defa kadın istihdamı toplam istihdamın 3’te 1’ine yaklaşmıştır. Siyasetteki kadın oranı da mecliste yer alan milletvekillerimizin yüzde 17’sini geçerek Cumhuriyet tarihimizin en yüksek seviyesine çıkmıştır. Kadınlarımızı hayatın her alanında hak ettikleri seviyeye çıkartacak çalışmalar gerçekleştirdik” şeklinde konuştu.
   “Her zaman bunların işi istismar siyaseti, bunlarda gerçek manada liderlik siyaseti yok”
   Başörtüsüyle ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eğitim hayatlarının önüne engeller konulan, çalışmalarına izin verilmeyen, kamudan dışlanan kadınlarımıza bu zulümlerin çağdaşlık, modernlik adına yapılması bir başka garabettir. Ne işi var, ne işi var okulda, tarlada çalışsın, temizlik yapsın kadına reva görülen bu değil miydi? Yıllarca ülkemizde bunu yaşadık. Üniversite koridorlarında itilip kakılan, liselerin kapılarından alınmayan, bırakın istihdamı, ziyaret için gittiği kadınlarımızın destansı mücadelenin yakın şahidiyiz. Başındaki örtüsü sebebiyle, haksızlığa maruz bırakılan, hatta örtüleri zorla açılmaya çalışılan kızlarımızın kadınlarımızın yaşadığı trajedi ülkemizin bir döneminin kara lekesi olarak tarihe geçmiştir. Bizim vesayetle mücadelemizin en somut sonuçlarını kadınlarımızın hayatlarında görmek mümkündür. Hamdolsun eğitimden istihdama kadınlarımız böyle bir zulme maruz kalmıyor, bu tür adaletsizliğe maruz kalmıyor. Yıllar yılı başörtünün düşmanı olan ve üniversitelerimizde ikna odalarını kuranların kimler olduğunu bilmiyor muyuz? Ben şimdi yeni teklif daha yaptım. Hadi bakalım kaç tane başörtülü milletvekili adayı çıkaracaksın. Şaşırmayın, bunu söyledim ya başörtülü milletvekili adayı da koyar, bak rozet takmaya başladı, adayı da koyar. diye konuştu.

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gozdetv.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.