Mutluluğu ve Huzuru Köyünde Buldu

Yaşam (GÖZDE) - Gözde Tv | 28.12.2022 - 10:32, Güncelleme: 28.12.2022 - 12:26
 

Mutluluğu ve Huzuru Köyünde Buldu

Uzun süre Mersin’de yaşadıktan sonra eşinin isteği üzerine köye dönmek zorunda kalan Aynur İlhansayın, köy hayatı ilk zamanlar kendisine zor gelse de zamanla alıştığını, mutluluğu huzuru burada bulduğunu söyledi.
  Şehir yaşantısının her geçen gün zorlaştığını dile getiren 57 yaşındaki Aynur İlhansayın; “Şayet benim gibi köyü olup da şehirlerde bulunanların kalmaları için bir zorunluluk yoksa ve imkanları varsa köylerine geri dönmelerini tavsiye ediyorum çünkü köyde hayat var dedi. “Köyde hayat var”   Şehirden köye döndükten sonra yaşadıkları sıkıntıları ve köye nasıl adapte olduğunu anlatan İlhansayın şunları söyledi;   “1985 yılında evlendim ve Mersin’e taşındık. Orada 2 çocuk sahibi oldum. Mücadelemiz de hep çocuklarımız içindi. Ailem beni okula göndermedi o nedenle benim okumam yazmam yok. Ben ve eşim çocuklarım için çabaladık. Onları büyütüp, meslek sahibi olmaları için elimizden geleni yaptık. Yeri geldi merdiven sildim, yeri geldi çaycılık yaptım, aşçılık yaptım. Çocuklarımı kimseye muhtaç etmedim, onların okuması için her türlü fedakarlığı yaptık. Kısmet oldu büyüdüler meslek sahibi oldular. Eşim de rahatsızlanınca bana “Köye yerleşelim” dedi. Bende ilk başta köy yaşamını bilmediğim için istemedim. Ben köyde yapamam dedim. Sonra bir şekilde ikna oldum. Köye geldik, borçla harçla bir ev yaptırdık.  Yavaş yavaş köy hayatına alışmaya başladım. Ama her şeyi elime yüzüme bulaştırıyordum. Köy şartları malum herkes her şeyini kendi yapıyor. Bende adapte olmak için artık kendim üreteyim, kendim başlayayım dedim. Öncelikle bir keçi aldık. Sütünden faydalanırız diye. Ama nasıl bakılır, ne yer, süt nasıl sağılır bilmiyorum. Köydeki yakınlarım sayesinde zamanla bunu da öğrendim. Keçiye bakmayı, süt sağmayı tamamen öğrenince ikinci keçiyi aldık. Zamanla bu sayı 50 oldu. Keçi sayısı artınca sütlerinden yoğurt, tereyağı, peynir yapmaya başladım. İlk başlarda acemilik çektim, bir kısım iyi olsa da iyi olmayanları kıvamını tutturamadıklarımı çöpe döküyordum. Aradan geçen sürede her şeyi öğrendim. Hayvanlarımız çoğaldı. Keçilerimiz, tavuklarımız, eşeğimizle artık tamamen köy hayatına adapte olduk. Çocuklarıma da dışardan bir şey yedirmiyorum. A’dan Z’ye her şeyin doğal yapımını öğrendim. Doğal besleniyoruz. “Köy hayatı huzur verici”   İlk zamanlar zor olsa da Köy hayatına alıştığını ve şimdilerde çok mutlu olduğunu dile getiren Aynur İlhansayın; “Sabah eşim keçileri otlatmaya götürüyor, ben de ahırı temizliyorum. Bazen de ben götürüyorum. Burada aynı zamanda çobanlık yapmayı da öğrendim. Tabi eşim onları otlatırken ben de ahırı temizliyorum. Şehir hayatından uzaklaşıp, hayvanlarla uğraşmak ve gün geçtikçe daha çok şey öğrenmek insanın ruhuna en iyi gelen şeydir bence. Burada sakin, sessiz doğal ortamda insan huzurla doluyor. Keşke köy hayatına daha önce geçseydim diye düşünüyorum.  Şu an burada çok mutluyum. Çocuklarım da kendi hayatlarını kurdular. Yapmak istediğim şeyleri hem çocuklarıma hem de torunlarıma yapıyorum. Onların doğal yollarla beslenmelerini sağlıyorum. Köy hayatını herkese tavsiye ederim” şeklinde konuştu.   Haber: Metin Harıkçı- Rabia Kar
Uzun süre Mersin’de yaşadıktan sonra eşinin isteği üzerine köye dönmek zorunda kalan Aynur İlhansayın, köy hayatı ilk zamanlar kendisine zor gelse de zamanla alıştığını, mutluluğu huzuru burada bulduğunu söyledi.

  Şehir yaşantısının her geçen gün zorlaştığını dile getiren 57 yaşındaki Aynur İlhansayın; “Şayet benim gibi köyü olup da şehirlerde bulunanların kalmaları için bir zorunluluk yoksa ve imkanları varsa köylerine geri dönmelerini tavsiye ediyorum çünkü köyde hayat var dedi.

“Köyde hayat var”

  Şehirden köye döndükten sonra yaşadıkları sıkıntıları ve köye nasıl adapte olduğunu anlatan İlhansayın şunları söyledi;

  “1985 yılında evlendim ve Mersin’e taşındık. Orada 2 çocuk sahibi oldum. Mücadelemiz de hep çocuklarımız içindi. Ailem beni okula göndermedi o nedenle benim okumam yazmam yok. Ben ve eşim çocuklarım için çabaladık. Onları büyütüp, meslek sahibi olmaları için elimizden geleni yaptık. Yeri geldi merdiven sildim, yeri geldi çaycılık yaptım, aşçılık yaptım. Çocuklarımı kimseye muhtaç etmedim, onların okuması için her türlü fedakarlığı yaptık. Kısmet oldu büyüdüler meslek sahibi oldular. Eşim de rahatsızlanınca bana “Köye yerleşelim” dedi. Bende ilk başta köy yaşamını bilmediğim için istemedim. Ben köyde yapamam dedim. Sonra bir şekilde ikna oldum. Köye geldik, borçla harçla bir ev yaptırdık.  Yavaş yavaş köy hayatına alışmaya başladım. Ama her şeyi elime yüzüme bulaştırıyordum. Köy şartları malum herkes her şeyini kendi yapıyor. Bende adapte olmak için artık kendim üreteyim, kendim başlayayım dedim. Öncelikle bir keçi aldık. Sütünden faydalanırız diye. Ama nasıl bakılır, ne yer, süt nasıl sağılır bilmiyorum. Köydeki yakınlarım sayesinde zamanla bunu da öğrendim. Keçiye bakmayı, süt sağmayı tamamen öğrenince ikinci keçiyi aldık. Zamanla bu sayı 50 oldu. Keçi sayısı artınca sütlerinden yoğurt, tereyağı, peynir yapmaya başladım. İlk başlarda acemilik çektim, bir kısım iyi olsa da iyi olmayanları kıvamını tutturamadıklarımı çöpe döküyordum. Aradan geçen sürede her şeyi öğrendim. Hayvanlarımız çoğaldı. Keçilerimiz, tavuklarımız, eşeğimizle artık tamamen köy hayatına adapte olduk. Çocuklarıma da dışardan bir şey yedirmiyorum. A’dan Z’ye her şeyin doğal yapımını öğrendim. Doğal besleniyoruz.

Köy hayatı huzur verici”

  İlk zamanlar zor olsa da Köy hayatına alıştığını ve şimdilerde çok mutlu olduğunu dile getiren Aynur İlhansayın; “Sabah eşim keçileri otlatmaya götürüyor, ben de ahırı temizliyorum. Bazen de ben götürüyorum. Burada aynı zamanda çobanlık yapmayı da öğrendim. Tabi eşim onları otlatırken ben de ahırı temizliyorum. Şehir hayatından uzaklaşıp, hayvanlarla uğraşmak ve gün geçtikçe daha çok şey öğrenmek insanın ruhuna en iyi gelen şeydir bence. Burada sakin, sessiz doğal ortamda insan huzurla doluyor. Keşke köy hayatına daha önce geçseydim diye düşünüyorum.  Şu an burada çok mutluyum. Çocuklarım da kendi hayatlarını kurdular. Yapmak istediğim şeyleri hem çocuklarıma hem de torunlarıma yapıyorum. Onların doğal yollarla beslenmelerini sağlıyorum. Köy hayatını herkese tavsiye ederim” şeklinde konuştu.  

Haber: Metin Harıkçı- Rabia Kar

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gozdetv.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.