Vatandaşlar, Sorunlarını Gözde TV’ye Anlattı

Adıyaman Haber (GÖZDE) - Gözde Tv | 22.07.2023 - 00:18, Güncelleme: 22.07.2023 - 00:18
 

Vatandaşlar, Sorunlarını Gözde TV’ye Anlattı

Gölbaşı’nın nabzını tutmaya devam ediyoruz. Muhtarlar, esnaf ve vatandaşlar Gözde TV mikrofonuna Gölbaşı’nı anlattı.
Gölbaşı’nda mahalle muhtarları, esnaf ve vatandaşlar yaşadıkları sıkıntılarını çözüm bekledikleri konuları dile getirdi. Gölbaşı Kurugeçit mahalle muhtarı, “Benim mahallemde ev yıkılmaları çok fazla yok ama su sorunu var. Mahallemizde hayvancılık olduğu için, yıkılan ahırlara bakım olmadı. Ahırlara bakmadılar bu tarımdır tarımla ilgili hiç kimse ilgilenmedi. Biz Milletvekillerinden destek istiyoruz. Gölbaşı’nı kırmızı bültene almışlar ev falan yapılmayacakmış. Altyapı yapıyorlar ama bir faaliyet yok kırmızı bülten varsa altyapı neden yapılıyor. Biz şehrimizin aynı yerinde kurulmasını istiyoruz” ifadelerini kullanırken Fatih Mahalle muhtarı, “52 yaşındayım bu ilçede doğdum büyüdüm. Depremi yaşadık, insanlara istişare ve konuşmalarımızda imara kapatılması konusunda tepkiler var. Bu ilçenin kurucu köyleri, konuşmalarımızda bir yere taşınmak istemiyorlar Gölbaşı’nın yerinde kalmasını istiyorlar. Burada sıvı sorunu var. Bu sıvı sorununu binalarda yıkılmasına engel olduğunu Mühendislerden bazılarından duyduk. Yıkılan binalarında çürük olduğunu her mahallenin aynı olmadığını gördük. Binaları yıkarken tozlanma oluyor, vatandaşların su sorunu var. Özellikle dağlara çıkan vatandaşların suyun olmadığını söylüyor. Depremden sonra vatandaşlar dağlara bahçelerine gitti bunlarda su ve elektrik sorunu yaşadıklarını belirtiyor. Esnafın durumu da aynı şikayetçiler. Konteynerde olmaz nasıl olacak. İnsanlar bu sıcaklarda ne konteynerde ne de çadırda kalabilirler. Bir an önce burasının tekrar imarın verilmesi daha sağlam yerler yapılarak daha düzgün olacağına inanıyoruz” dedi. “SIKINTIMIZ ÇOK” Esnaf ve vatandaşlar ise, Gölbaşı’nda yaşananlar ile ilgili; “Burası bir iki yılda oluşmuş bir yer değil. İnsanlarımız artık bir yerlerini tanımaya başladılar. Her köşede her santimde herkesin anıları var. Bu kadar sıkıntının arkasından bu ilçeyi bölerek belirli bir yere bölerek, nüfusun yoğun olduğu yerleri başka yerlere taşıyarak birbirimize yabancı yapmanın hiçbir mantığı yoktur. Eğer mümkün olacaksa yeniden iskân problemleri çözülerek hangi tip projeler uygulanması gerekiyorsa bizler yine omuz omuza, el ele kol kola olmak istiyoruz. Sıkıntılarımız daha farklı kaybettiklerimizin yanında kaybedeceklerimiz var mı diye korkmaya başlıyoruz. Şu an korkunç şekilde altyapı problemimiz var. Dört ay geçti gaz yok, su problemindeki gecikme gazda da olacaksa kışı bekleyeceğiz herhalde. Şurada bir yolumuz var. Gelen araçlar nereye park edecek. Trafik akmıyor burada. Bizler hangi yoldan gideceğiz kaldırımımız yok. Yaşlı, hasta ve hamile birisinin geçmesi mümkün değil. Türkiye’yi Batı’dan Doğu’ya kesen en uzun karayolu.” Olduğunu söylerken “Buraya geldik burada da konteyner biraz dar. Daha önce vitrin tavukçu olduğumuz için vitrin dolaplarımız falan vardı burada ürünümüzü sergileyemiyoruz. Konteynerin girişi arkada olduğu için gelemiyorlar. Mal indirip bindirirken normalde bir iki ton geliyor yolun karşısında duruyoruz. Buraya elle getiriyoruz, aracı içeriye soksak bu sefer trafikte kaos oluyor. Lavabo tuvalet sıkıntımız var. Suyu kendimiz çektirdik. İki üç konteynerden birinde su var. Fiyatlar yüksek, depremden sonra iki katına çıktı. Satışlarımız da müşteri sürekli giriş çıkış yapamadığı için sıkıntı var. Bizim isteğimiz imarın açılması, kendi mülkiyetimiz var devletten bir beklentimiz yok. Sadece yerimizi versin biz bir kat iki kat izin versin bizde inşaatımıza başlayalım. Depremin üzerinden 6 ay geçti 6 ayda biz oraya kaç kat verse yapardık. Bu konteyner devlete yük. Burada elektrik, su parası almıyorlar. Biz vergi vermek istiyoruz işimiz iyi olsun. Biz aldığımız inşaat malzemesinden de devlet vergi alacak ekonomi böyle büyüyecek. Bir durgunluk var nereye kadar devlet bize bakacak.” “Konteyner olarak 21 metrekare, 197 metrekare eczanemiz vardı. 9 buçuk kat küçüldük. Sıkıntı çok, ilaç bulmakta sıkıntı çekiyoruz. Hastalara teşekküllü ilaçlarını temin edemiyoruz. Lavabo sıkıntısı var. Baya bizi yordular, Gölbaşı yetim öksüz bir ilçeymiş. Bunu önceden biliyorduk ama tescillediler. Memleketimize yazık” şeklinde konuştular. Ayrıca, “Deprem öncesinde işlerimiz normaldi iyiydi. Deprem sonrasında, hayat daha mı pahalı veya ürünlerimiz daha mı zamlı bilemiyoruz. Servisler de gelmiyor. Alım gücü zayıfladı çok pahalı. Devletten bu hususta ilgilenmesi gerekiyor takibat hiç yok. Bir esnaf olarak, biz yıllardır bu işi yapıyoruz denetleme mekanizması hiç çalışmıyor. Sokakta müşteri yok burası hareketli bir yerdi. Depremden sonra, yıkıntı oldu. Ben iş yerimde hanımımla birlikte çalışıyorduk. Konteyner olunca bir tuvalet yok kadın nasıl dursun. Bizi buradan kaldırıp karşı tarafa koydular ne yapacağımızı şaşırdı. Arka tarafta bizim mülkiyetimiz var. Buraya şimdi şehir oluşumu ağır gidiyor vatandaş gelmiyor, düğün sezonuna girdik insanların cıvıl cıvıl iş yapması gerekiyor.  Maalesef çoğu arkadaşlarımız bereket konteynerden dolayı kira vermiyorlar. İş yapamazsan olmuyor ki böyle. İmarla alakalı başta karşı geldiğimiz nokta ne için Gölbaşı. Bakan bey çıkıyor 11 12 şehirde deprem olmuş özellikle de Gölbaşı sıvılaşma sebebi. Bunu anlayabilmek mantık kabul etmiyor” dedi.   Haber: Emine TÜTÜN/ Görüntü: Rahim ALTUN
Gölbaşı’nın nabzını tutmaya devam ediyoruz. Muhtarlar, esnaf ve vatandaşlar Gözde TV mikrofonuna Gölbaşı’nı anlattı.

Gölbaşı’nda mahalle muhtarları, esnaf ve vatandaşlar yaşadıkları sıkıntılarını çözüm bekledikleri konuları dile getirdi.

Gölbaşı Kurugeçit mahalle muhtarı, “Benim mahallemde ev yıkılmaları çok fazla yok ama su sorunu var. Mahallemizde hayvancılık olduğu için, yıkılan ahırlara bakım olmadı. Ahırlara bakmadılar bu tarımdır tarımla ilgili hiç kimse ilgilenmedi. Biz Milletvekillerinden destek istiyoruz. Gölbaşı’nı kırmızı bültene almışlar ev falan yapılmayacakmış. Altyapı yapıyorlar ama bir faaliyet yok kırmızı bülten varsa altyapı neden yapılıyor. Biz şehrimizin aynı yerinde kurulmasını istiyoruz” ifadelerini kullanırken Fatih Mahalle muhtarı, “52 yaşındayım bu ilçede doğdum büyüdüm. Depremi yaşadık, insanlara istişare ve konuşmalarımızda imara kapatılması konusunda tepkiler var. Bu ilçenin kurucu köyleri, konuşmalarımızda bir yere taşınmak istemiyorlar Gölbaşı’nın yerinde kalmasını istiyorlar. Burada sıvı sorunu var. Bu sıvı sorununu binalarda yıkılmasına engel olduğunu Mühendislerden bazılarından duyduk. Yıkılan binalarında çürük olduğunu her mahallenin aynı olmadığını gördük. Binaları yıkarken tozlanma oluyor, vatandaşların su sorunu var. Özellikle dağlara çıkan vatandaşların suyun olmadığını söylüyor. Depremden sonra vatandaşlar dağlara bahçelerine gitti bunlarda su ve elektrik sorunu yaşadıklarını belirtiyor. Esnafın durumu da aynı şikayetçiler. Konteynerde olmaz nasıl olacak. İnsanlar bu sıcaklarda ne konteynerde ne de çadırda kalabilirler. Bir an önce burasının tekrar imarın verilmesi daha sağlam yerler yapılarak daha düzgün olacağına inanıyoruz” dedi.

“SIKINTIMIZ ÇOK”

Esnaf ve vatandaşlar ise, Gölbaşı’nda yaşananlar ile ilgili; “Burası bir iki yılda oluşmuş bir yer değil. İnsanlarımız artık bir yerlerini tanımaya başladılar. Her köşede her santimde herkesin anıları var. Bu kadar sıkıntının arkasından bu ilçeyi bölerek belirli bir yere bölerek, nüfusun yoğun olduğu yerleri başka yerlere taşıyarak birbirimize yabancı yapmanın hiçbir mantığı yoktur. Eğer mümkün olacaksa yeniden iskân problemleri çözülerek hangi tip projeler uygulanması gerekiyorsa bizler yine omuz omuza, el ele kol kola olmak istiyoruz. Sıkıntılarımız daha farklı kaybettiklerimizin yanında kaybedeceklerimiz var mı diye korkmaya başlıyoruz. Şu an korkunç şekilde altyapı problemimiz var. Dört ay geçti gaz yok, su problemindeki gecikme gazda da olacaksa kışı bekleyeceğiz herhalde. Şurada bir yolumuz var. Gelen araçlar nereye park edecek. Trafik akmıyor burada. Bizler hangi yoldan gideceğiz kaldırımımız yok. Yaşlı, hasta ve hamile birisinin geçmesi mümkün değil. Türkiye’yi Batı’dan Doğu’ya kesen en uzun karayolu.” Olduğunu söylerken “Buraya geldik burada da konteyner biraz dar. Daha önce vitrin tavukçu olduğumuz için vitrin dolaplarımız falan vardı burada ürünümüzü sergileyemiyoruz. Konteynerin girişi arkada olduğu için gelemiyorlar. Mal indirip bindirirken normalde bir iki ton geliyor yolun karşısında duruyoruz. Buraya elle getiriyoruz, aracı içeriye soksak bu sefer trafikte kaos oluyor. Lavabo tuvalet sıkıntımız var. Suyu kendimiz çektirdik. İki üç konteynerden birinde su var. Fiyatlar yüksek, depremden sonra iki katına çıktı. Satışlarımız da müşteri sürekli giriş çıkış yapamadığı için sıkıntı var. Bizim isteğimiz imarın açılması, kendi mülkiyetimiz var devletten bir beklentimiz yok. Sadece yerimizi versin biz bir kat iki kat izin versin bizde inşaatımıza başlayalım. Depremin üzerinden 6 ay geçti 6 ayda biz oraya kaç kat verse yapardık. Bu konteyner devlete yük. Burada elektrik, su parası almıyorlar. Biz vergi vermek istiyoruz işimiz iyi olsun. Biz aldığımız inşaat malzemesinden de devlet vergi alacak ekonomi böyle büyüyecek. Bir durgunluk var nereye kadar devlet bize bakacak.” “Konteyner olarak 21 metrekare, 197 metrekare eczanemiz vardı. 9 buçuk kat küçüldük. Sıkıntı çok, ilaç bulmakta sıkıntı çekiyoruz. Hastalara teşekküllü ilaçlarını temin edemiyoruz. Lavabo sıkıntısı var. Baya bizi yordular, Gölbaşı yetim öksüz bir ilçeymiş. Bunu önceden biliyorduk ama tescillediler. Memleketimize yazık” şeklinde konuştular.

Ayrıca, “Deprem öncesinde işlerimiz normaldi iyiydi. Deprem sonrasında, hayat daha mı pahalı veya ürünlerimiz daha mı zamlı bilemiyoruz. Servisler de gelmiyor. Alım gücü zayıfladı çok pahalı. Devletten bu hususta ilgilenmesi gerekiyor takibat hiç yok. Bir esnaf olarak, biz yıllardır bu işi yapıyoruz denetleme mekanizması hiç çalışmıyor. Sokakta müşteri yok burası hareketli bir yerdi. Depremden sonra, yıkıntı oldu. Ben iş yerimde hanımımla birlikte çalışıyorduk. Konteyner olunca bir tuvalet yok kadın nasıl dursun. Bizi buradan kaldırıp karşı tarafa koydular ne yapacağımızı şaşırdı. Arka tarafta bizim mülkiyetimiz var. Buraya şimdi şehir oluşumu ağır gidiyor vatandaş gelmiyor, düğün sezonuna girdik insanların cıvıl cıvıl iş yapması gerekiyor.  Maalesef çoğu arkadaşlarımız bereket konteynerden dolayı kira vermiyorlar. İş yapamazsan olmuyor ki böyle. İmarla alakalı başta karşı geldiğimiz nokta ne için Gölbaşı. Bakan bey çıkıyor 11 12 şehirde deprem olmuş özellikle de Gölbaşı sıvılaşma sebebi. Bunu anlayabilmek mantık kabul etmiyor” dedi.

 

Haber: Emine TÜTÜN/ Görüntü: Rahim ALTUN

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gozdetv.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.