Mervenur Cihanbey
Köşe Yazarı
Mervenur Cihanbey
 

Her Şey, Yolumuzun Üzerindeki Karıncanın Yuvasını Bozmakla Başladı!

Proteo... Hatırlarız çoğumuz bu ismi. 6 Şubat depreminde, çok sayıda ülkeden arama kurtarma ekipleri geldi. Meksika'dan gelen 150 kişilik ekibin içinde, bir kahraman köpek vardı. Adı Proteo'ydu. Üç kişinin sağ çıkarılmasında çok büyük payı vardı. Memleketimiz Adıyaman'da, arama kurtarma çalışmaları esnasında veda etti hayata. Bizler için koşuştururken, türüne yakışır bir şekilde sadakati taşıyarak gitti. Ülkesinde de heykeli dikildi bu asil kahramanın. Tarih:06.10.2023. Taşpınar Köyü'nde, Vartana Geçici Prefabrik Konutları'nda, psikolojik sorunları olduğu belirtilen bir şahıs, beslediği köpeğini 13 yerinden bıçakladı. Çok ciddi kan kaybına rağmen bir veterinerin ellerinde hayata tutundu neyse ki... Yine Adıyaman merkezde bulunan Ataköy Köyü civarında yerde kanlar içerisinde bir köpek fark edildi. Yaralı köpeğin sağlık durumu ciddiyetini koruyor. Kimliği belirsiz şahıs ya da şahıslar tarafından av tüfeği ile vurulduğu öğrenildi.   Üç farklı olaya dikkat kesilerek düşünelim. Köpekler doğdukları andan itibaren insanlara karşı derin sevgi besleyebilen tek hayvan türüdür. Bizi, belki de çoğu zaman bizden daha çok sevecek kimyaları vardır. Sadakatleri üzerine elbette söylenecek daha çok şey var... Zirâ; memleket olarak en acı dolu günlerimizde, bize hayat olmaya çalışırken hayata veda eden Proteo'yu unutmayacağız. Peki ya son iki kan dondurucu olay? Artık "Nasıl ya?" diye sormayı bırakalım ya da hakaretler edip vicdanımızı rahatlatma girişimlerinde bulunmayı bırakalım! "Neden?" diye soralım!   Bunları ya da benzeri yaşananları "şiddet" olarak nitelendirmek noktasında, şahsi olarak acziyetimi tarif edemem. Çünkü "şiddet" tabiri ziyâdesiyle az kalacaktır bu durumları karşılamakta. Ama söylemesi kolay olan bir şey var ki; bu masum canlara kıyanlar "normal insanlar" değil. Neden saf ve tertemiz bir şekilde dünyaya gelen insan, bu boyuta ulaşır? Uzmanlara göre "antisosyal" insanlar olarak nitelendiriliyor bu insanlar. Özellikle çocukluk dönemlerinde yaşadıklarından dolayı bu noktaya geldikleri söyleniyor. Çocukluğunda empati yoksunluğu yaşayanların en büyük belirtilerinden birinin doğaya eziyet etmeleri olduğu belirtiliyor. Anne ve babanın çocuğuna şefkati ve empatiyi öğretememesi, o çocuğun ileride insani boyutu aşan bir canlıya ulaşmasına sebep oluyor. Çocuk, yolda yürürken susuz olan bir hayvanı görünce bundan kendini sorumlu hissedebilmeli ve bir şeyler yapabilmelidir, bunu yapabildiği takdirde empati duygusunu taşıyabilir insaniyetinde. Şüphesiz empati, doğuştan gelen değil sonradan öğretilen bir duygudur. Aynı antisosyal kişilerde, fazlaca mutsuzluk, birikmiş öfke ve doyumsuzluk olduğu söyleniyor. Bunları taşırken içlerinde, doğaya, hayvanlara zarar verme potansiyelleri artıyor. Yaptığı, adını henüz koyamadığımız bu insanlık dışı fiillerinden zevk alıyorlar. Ve daha sayılabilecek sayısız sebep var "Neden?" sorusuna cevap verebilecek...   İnsan olarak, hayatı tanımaya başladığımız zaman başlıyor her şey. "Hayvan, çiçek, böcek,... ne olacak sanki?" deyip vicdanımızdan kayıplar vermeye başladığımız an oluyor her şey. Şefkati ve merhameti çıkarlarımız ve hırslarımız uğrunda tükettiğimiz an yitiriyoruz "insan" olma vasfını. Dünyanın sadece bizlere mekan olduğunu zannedip onun geçilen bir köprü olduğunu unutup zamanın akışında kaybediyoruz güzellikleri. Biz büyüyoruz ve kirleniyor dünya...   Şu düstura sığınmak gerekiyor; HER ŞEY, YOLUMUZUN ÜZERİNDEKİ KARINCANIN YUVASINI BOZMAKLA BAŞLADI! Birileri tanıtmalıydı onların da canlı olduğunu biz daha çok küçükken. Birileri "Küçücük olduğuna bakma, çalışkanlığı en iyi onlar öğretir." demeliydi. Birileri onlara merhamet etmeyi öğretmeliydi. Birileri "Bak, bu dünya sadece bizim değil." diye fısıldamalıydı kulağımıza. Birileri biz büyürken, dünyayı kirletmemize sebep olmamalıydı.   Evet, yineliyorum; HER ŞEY, YOLUMUZUN ÜZERİNDEKİ KARINCANIN YUVASINI BOZMAKLA BAŞLADI! Sonra ne mi oldu? Sonra, insan "insan" olmaktan çıktı, doğanın, canlıların en seri katili oldu...
Ekleme Tarihi: 21 Kasım 2023 - Salı

Her Şey, Yolumuzun Üzerindeki Karıncanın Yuvasını Bozmakla Başladı!

Proteo... Hatırlarız çoğumuz bu ismi. 6 Şubat depreminde, çok sayıda ülkeden arama kurtarma ekipleri geldi. Meksika'dan gelen 150 kişilik ekibin içinde, bir kahraman köpek vardı. Adı Proteo'ydu. Üç kişinin sağ çıkarılmasında çok büyük payı vardı. Memleketimiz Adıyaman'da, arama kurtarma çalışmaları esnasında veda etti hayata. Bizler için koşuştururken, türüne yakışır bir şekilde sadakati taşıyarak gitti. Ülkesinde de heykeli dikildi bu asil kahramanın.

Tarih:06.10.2023. Taşpınar Köyü'nde, Vartana Geçici Prefabrik Konutları'nda, psikolojik sorunları olduğu belirtilen bir şahıs, beslediği köpeğini 13 yerinden bıçakladı. Çok ciddi kan kaybına rağmen bir veterinerin ellerinde hayata tutundu neyse ki...

Yine Adıyaman merkezde bulunan Ataköy Köyü civarında yerde kanlar içerisinde bir köpek fark edildi. Yaralı köpeğin sağlık durumu ciddiyetini koruyor. Kimliği belirsiz şahıs ya da şahıslar tarafından av tüfeği ile vurulduğu öğrenildi.

 

Üç farklı olaya dikkat kesilerek düşünelim. Köpekler doğdukları andan itibaren insanlara karşı derin sevgi besleyebilen tek hayvan türüdür. Bizi, belki de çoğu zaman bizden daha çok sevecek kimyaları vardır.

Sadakatleri üzerine elbette söylenecek daha çok şey var...

Zirâ; memleket olarak en acı dolu günlerimizde, bize hayat olmaya çalışırken hayata veda eden Proteo'yu unutmayacağız.

Peki ya son iki kan dondurucu olay?

Artık "Nasıl ya?" diye sormayı bırakalım ya da hakaretler edip vicdanımızı rahatlatma girişimlerinde bulunmayı bırakalım!

"Neden?" diye soralım!

 

Bunları ya da benzeri yaşananları "şiddet" olarak nitelendirmek noktasında, şahsi olarak acziyetimi tarif edemem. Çünkü "şiddet" tabiri ziyâdesiyle az kalacaktır bu durumları karşılamakta. Ama söylemesi kolay olan bir şey var ki; bu masum canlara kıyanlar "normal insanlar" değil.

Neden saf ve tertemiz bir şekilde dünyaya gelen insan, bu boyuta ulaşır?

Uzmanlara göre "antisosyal" insanlar olarak nitelendiriliyor bu insanlar. Özellikle çocukluk dönemlerinde yaşadıklarından dolayı bu noktaya geldikleri söyleniyor. Çocukluğunda empati yoksunluğu yaşayanların en büyük belirtilerinden birinin doğaya eziyet etmeleri olduğu belirtiliyor. Anne ve babanın çocuğuna şefkati ve empatiyi öğretememesi, o çocuğun ileride insani boyutu aşan bir canlıya ulaşmasına sebep oluyor. Çocuk, yolda yürürken susuz olan bir hayvanı görünce bundan kendini sorumlu hissedebilmeli ve bir şeyler yapabilmelidir, bunu yapabildiği takdirde empati duygusunu taşıyabilir insaniyetinde. Şüphesiz empati, doğuştan gelen değil sonradan öğretilen bir duygudur.

Aynı antisosyal kişilerde, fazlaca mutsuzluk, birikmiş öfke ve doyumsuzluk olduğu söyleniyor. Bunları taşırken içlerinde, doğaya, hayvanlara zarar verme potansiyelleri artıyor. Yaptığı, adını henüz koyamadığımız bu insanlık dışı fiillerinden zevk alıyorlar. Ve daha sayılabilecek sayısız sebep var "Neden?" sorusuna cevap verebilecek...

 

İnsan olarak, hayatı tanımaya başladığımız zaman başlıyor her şey.

"Hayvan, çiçek, böcek,... ne olacak sanki?" deyip vicdanımızdan kayıplar vermeye başladığımız an oluyor her şey.

Şefkati ve merhameti çıkarlarımız ve hırslarımız uğrunda tükettiğimiz an yitiriyoruz "insan" olma vasfını.

Dünyanın sadece bizlere mekan olduğunu zannedip onun geçilen bir köprü olduğunu unutup zamanın akışında kaybediyoruz güzellikleri.

Biz büyüyoruz ve kirleniyor dünya...

 

Şu düstura sığınmak gerekiyor; HER ŞEY, YOLUMUZUN ÜZERİNDEKİ KARINCANIN YUVASINI BOZMAKLA BAŞLADI!

Birileri tanıtmalıydı onların da canlı olduğunu biz daha çok küçükken.

Birileri "Küçücük olduğuna bakma, çalışkanlığı en iyi onlar öğretir." demeliydi.

Birileri onlara merhamet etmeyi öğretmeliydi.

Birileri "Bak, bu dünya sadece bizim değil." diye fısıldamalıydı kulağımıza.

Birileri biz büyürken, dünyayı kirletmemize sebep olmamalıydı.

 

Evet, yineliyorum;

HER ŞEY, YOLUMUZUN ÜZERİNDEKİ KARINCANIN YUVASINI BOZMAKLA BAŞLADI!

Sonra ne mi oldu? Sonra, insan "insan" olmaktan çıktı, doğanın, canlıların en seri katili oldu...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gozdetv.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.