Mervenur Cihanbey
Köşe Yazarı
Mervenur Cihanbey
 

10 Aralık ve Asrın Felaketi'nin 10. Ayında Adıyaman

“Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler.” (İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Madde 1)   İkinci Dünya Savaşı’nın yaşandığı yirminci yüzyılda, insan haklarının korunması noktasındaki ihlaller üzerine, devletler insanlara tanınan hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması konusunda birleştiler. Bu amaçla, İnsan Hakları Bildirisi, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu tarafından Haziran 1948'de hazırlandı. 10 Aralık 1948'de, Genel Kurul'un Paris'te yapılan oturumunda da kabul edildi. Her yıl 10 Aralık, Dünya İnsan Hakları Günü olarak anılmakta ve kutlanılmaktadır.   Her maddesi, gereğince kapsayıcı ve koruyucudur ve de uluslararası hukukta her birinin geçerliliği vardır. Ama bugün, dünyanın içinde bulunduğu durum ve buna sebepler gözler önünde olunca, büyük bir tablo çıkıyor ki karşımıza; bu tablo paradokslar, acı, kan, gözyaşı doludur. Doğu Türkistan, yıllardır soykırımın en zalimcesine terk ediliyor... Binlerce çocuk, kadın, masum insan katlediliyor Ortadoğu'da ve de dört dinin kutsal diyarının bulunduğu Filistin'de... Batı, sokaklarında zenci, müslüman, köle, mülteci ayrımı ile hak ihlalellerine devam ediyor yayınladığı bildiriden habersizce... Ve daha çok nicesi... Yine de hatırlatıyoruz, sadece sebep olanlara değil, tüm dünyaya! BUGÜN DÜNYA İNSAN HAKLARI GÜNÜ! Bütün insanların hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğduğunu, akıl ve vicdana sahip ve de birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelerinin belgelendiği gün!   Günün özelinde, memleketimiz Adıyaman'a da bakıyoruz tekrardan. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 3.maddesinde şu yazılıdır: "Yaşamak, özgürlük ve kişi güvenliği herkesin hakkıdır." Asrın felaketinden sonra, ilk gün olduğu gibi bugün de bu haklarımızı sorgular olduk. Neden mi? Çok sebep sayabiliriz, insanımızın hayatının bu kadar hafife alınmasına dair... Yaklaşık bir hafta önce, Adıyaman merkezde bir bina, yıkım sırasında ikiye bölündü, bir yarısı bulvara düştü. Adıyamanlı firmanın yıktığı binanın yıkım işlemleri daha önce 13 farklı yabancı firma 'çok riskli' olduğu gerekçesiyle yapılamamıştı. Bina yıkılırken bulvarda araçlar hareket halinde. Bu araçların içinde insan var. Aylardır süregelen asbest, toz ve dumanın görmezden gelinmesi üzerine bir de kontrolsüz yıkımlar var şu günlerde. Binalar yollara kontrolsüz bir şekilde düştükten sonra, yolu trafiğe kapatmanın mantığını da bizler hala anlamış değiliz! Yoldur, ya bina düşer kapanır ya da insan ölür kapanır. Evet, bizim yollarımız son zamanlarda böyle. Önlem için kapatılanı ender görer olduk. Aynı zamanda, artan yağışların etkisiyle yıkılan binalar ve bu binaların kontrolsüz bir şekilde sağlam yapılara zarar vermesi de artmakta. Biz bu noktada şu soruyu soruyoruz. 10 ay oldu, herkes bunların yaşanacağını tahmin ederken bu yıkımlar hâlâ neden bitmedi? Ya da hâlâ neden insanların canları, malları bu kadar değersiz? Bu memleketin insanı, depremden sonra malının derdinde değildir belki ama canının derdindedir. Ve insanımızın canının güvenliği her şeyin önündedir. Kabuğa çekilip sindirenlerden olmak istemiyoruz. "Sahipsiz mi bu memleket?" diyerek, bu acı soruyu defalarca sormak istemiyoruz. Biz yakıştırmıyoruz bu tabiri memleketimize. İşte acı ama gerçek! Asrın felaketinin 10.ayında memleketimiz Adıyaman'da, can güvenliğimiz hâlâ tehlikede... Kontrolü sağlamak zor olmamalı, kabuğa çekilmek bu kadar kolay olmamalı... Giden malların, konutların yerini doldururken canların yerini bir başka can ile dolduramıyoruz. Bu memleketin güvenliği, refahı ve de huzurundan sorumlu yetkililere, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 3.maddesini hatırlatıyoruz: "Yaşamak, özgürlük ve kişi güvenliği herkesin hakkıdır!"
Ekleme Tarihi: 10 Aralık 2023 - Pazar

10 Aralık ve Asrın Felaketi'nin 10. Ayında Adıyaman

“Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler.”

(İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Madde 1)

 

İkinci Dünya Savaşı’nın yaşandığı yirminci yüzyılda, insan haklarının korunması noktasındaki ihlaller üzerine, devletler insanlara tanınan hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması konusunda birleştiler. Bu amaçla, İnsan Hakları Bildirisi, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu tarafından Haziran 1948'de hazırlandı. 10 Aralık 1948'de, Genel Kurul'un Paris'te yapılan oturumunda da kabul edildi.

Her yıl 10 Aralık, Dünya İnsan Hakları Günü olarak anılmakta ve kutlanılmaktadır.

 

Her maddesi, gereğince kapsayıcı ve koruyucudur ve de uluslararası hukukta her birinin geçerliliği vardır. Ama bugün, dünyanın içinde bulunduğu durum ve buna sebepler gözler önünde olunca, büyük bir tablo çıkıyor ki karşımıza; bu tablo paradokslar, acı, kan, gözyaşı doludur.

Doğu Türkistan, yıllardır soykırımın en zalimcesine terk ediliyor...

Binlerce çocuk, kadın, masum insan katlediliyor Ortadoğu'da ve de dört dinin kutsal diyarının bulunduğu Filistin'de...

Batı, sokaklarında zenci, müslüman, köle, mülteci ayrımı ile hak ihlalellerine devam ediyor yayınladığı bildiriden habersizce...

Ve daha çok nicesi...

Yine de hatırlatıyoruz, sadece sebep olanlara değil, tüm dünyaya!

BUGÜN DÜNYA İNSAN HAKLARI GÜNÜ!

Bütün insanların hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğduğunu, akıl ve vicdana sahip ve de birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelerinin belgelendiği gün!

 

Günün özelinde, memleketimiz Adıyaman'a da bakıyoruz tekrardan. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 3.maddesinde şu yazılıdır:

"Yaşamak, özgürlük ve kişi güvenliği herkesin hakkıdır."

Asrın felaketinden sonra, ilk gün olduğu gibi bugün de bu haklarımızı sorgular olduk.

Neden mi? Çok sebep sayabiliriz, insanımızın hayatının bu kadar hafife alınmasına dair...

Yaklaşık bir hafta önce, Adıyaman merkezde bir bina, yıkım sırasında ikiye bölündü, bir yarısı bulvara düştü. Adıyamanlı firmanın yıktığı binanın yıkım işlemleri daha önce 13 farklı yabancı firma 'çok riskli' olduğu gerekçesiyle yapılamamıştı. Bina yıkılırken bulvarda araçlar hareket halinde. Bu araçların içinde insan var. Aylardır süregelen asbest, toz ve dumanın görmezden gelinmesi üzerine bir de kontrolsüz yıkımlar var şu günlerde. Binalar yollara kontrolsüz bir şekilde düştükten sonra, yolu trafiğe kapatmanın mantığını da bizler hala anlamış değiliz! Yoldur, ya bina düşer kapanır ya da insan ölür kapanır. Evet, bizim yollarımız son zamanlarda böyle. Önlem için kapatılanı ender görer olduk.

Aynı zamanda, artan yağışların etkisiyle yıkılan binalar ve bu binaların kontrolsüz bir şekilde sağlam yapılara zarar vermesi de artmakta. Biz bu noktada şu soruyu soruyoruz. 10 ay oldu, herkes bunların yaşanacağını tahmin ederken bu yıkımlar hâlâ neden bitmedi? Ya da hâlâ neden insanların canları, malları bu kadar değersiz? Bu memleketin insanı, depremden sonra malının derdinde değildir belki ama canının derdindedir. Ve insanımızın canının güvenliği her şeyin önündedir. Kabuğa çekilip sindirenlerden olmak istemiyoruz. "Sahipsiz mi bu memleket?" diyerek, bu acı soruyu defalarca sormak istemiyoruz. Biz yakıştırmıyoruz bu tabiri memleketimize.

İşte acı ama gerçek!

Asrın felaketinin 10.ayında memleketimiz Adıyaman'da, can güvenliğimiz hâlâ tehlikede... Kontrolü sağlamak zor olmamalı, kabuğa çekilmek bu kadar kolay olmamalı... Giden malların, konutların yerini doldururken canların yerini bir başka can ile dolduramıyoruz.

Bu memleketin güvenliği, refahı ve de huzurundan sorumlu yetkililere, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 3.maddesini hatırlatıyoruz:

"Yaşamak, özgürlük ve kişi güvenliği herkesin hakkıdır!"

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gozdetv.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.