MİLLETİN İRADESİ DEMOKRASİNİN GÜNÜ Türkiye Darbecilere Geçit Vermedi

Gündem (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 15.07.2024 - 17:54, Güncelleme: 15.07.2024 - 18:03
 

MİLLETİN İRADESİ DEMOKRASİNİN GÜNÜ Türkiye Darbecilere Geçit Vermedi

15 Temmuz 2016 gecesi, Türkiye tarihinin en kritik ve en karanlık anlarından birini yaşadı. Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki bir grup asker, hükümeti devirmek amacıyla bir darbe girişiminde bulundu. Bu olay, Türkiye'nin demokrasi tarihinde derin izler bıraktı ve birçok vatandaşın hayatını kaybetmesine neden oldu. Türkiye’nin demokrasilerine sahip çıkması sonucu darbeye ve darbecilere artık geçit verilmeyeceğinin halkın iradesinin egemen olduğu gözler önüne serildi.
15 Temmuz’da canı pahasına meydanlara çıkan, tanklara, kurşunlara karşı yürüyerek darbecileri püskürten kahramanlar hiç unutulmadı.  Hain darbe girişiminde vatan için tankların karşısına çıkan Türk halkı o uzun ve karanlık gecede canları pahasına demokrasilerine sahip çıktı. Acı büyüktü dile kolay o gecenin sonunda 252 şehit 2 bin 700 gazi vardı Darbe Girişiminin Arka Planı 15 Temmuz darbe girişimi, Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından planlandı ve uygulandı. FETÖ, uzun yıllar boyunca devletin çeşitli kademelerinde örgütlenmiş ve bu gücünü kullanarak devleti ele geçirmeyi hedeflemiş bir yapı olarak biliniyor. 15 Temmuz gecesi, bu yapının ordu içerisindeki unsurları harekete geçerek darbe girişiminde bulundu. Gecenin Seyri 15 Temmuz akşamı saat 22:00 sularında başlayan darbe girişimi, İstanbul ve Ankara başta olmak üzere çeşitli illerde kendini gösterdi. Tanklar sokaklara çıktı, savaş uçakları alçak uçuş yaparak halkı korkutmaya çalıştı ve bazı stratejik noktalar ele geçirilmeye çalışıldı. Bu süreçte, darbeciler tarafından TRT binası basılarak darbe bildirisinin okunması sağlandı. Cumhurbaşkanının Çağrısı ve Halkın Direnişi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, darbe girişiminin başlamasından kısa bir süre sonra Marmaris'te tatilde bulunuyordu. Darbecilerin onu ele geçirme girişiminden önce, CNN Türk kanalına Facetime üzerinden bağlanarak halka önemli bir çağrıda bulundu. Erdoğan, halkı meydanlara, havalimanlarına ve kritik noktalara çıkarak demokrasiyi savunmaya çağırdı. Bu çağrı, darbe girişiminin seyrini değiştiren kritik bir an oldu. Türkiye Genelinde Yaşananlar Cumhurbaşkanının çağrısıyla birlikte, tüm Türkiye genelinde halk sokaklara döküldü. İşte bu süreçte yaşanan önemli olaylar: İstanbul, Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprüleri: Tanklar tarafından kapatılan bu köprülerde halk, tankların üzerine çıkarak ve darbeci askerlerle karşı karşıya gelerek direniş gösterdi. Birçok vatandaş burada şehit oldu.   Atatürk Havalimanı: Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İstanbul'a iniş yapacağı Atatürk Havalimanı'nda halk, darbeci askerleri etkisiz hale getirerek kontrolü ele geçirdi. Taksim Meydanı: Taksim'de toplanan kalabalık, darbecilere karşı direnerek meydanın kontrolünü sağladı. Ankara, Genelkurmay Başkanlığı: Genelkurmay Başkanlığı'nda darbeci askerler ve halk arasında çatışmalar yaşandı. Burada birçok asker ve sivil hayatını kaybetti. TBMM: Darbeci askerler, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni bombaladı. Bu saldırılar sırasında mecliste büyük hasar meydana geldi ve birçok kişi yaralandı. Jandarma Genel Komutanlığı: Burada da darbeci askerler ve güvenlik güçleri arasında çatışmalar yaşandı. Adıyaman, İzmir, Bursa, Adana ve diğer iller: Türkiye'nin birçok ilinde halk sokaklara çıkarak darbe girişimine karşı direniş gösterdi. Bu illerde de çeşitli olaylar yaşandı ve bazı vatandaşlar hayatını kaybetti. Bu direniş sırasında, 252 vatandaşımız şehit oldu ve binlerce kişi yaralandı. Şehitler arasında kadınlar, çocuklar, polisler ve askerler bulunuyordu. Her biri, demokrasi ve özgürlük uğruna canlarını feda etti. Demokrasi ve Milli Birlik Günü 15 Temmuz, Türk milletinin demokrasiye olan bağlılığının ve milli birliğinin sembolü olarak her yıl "Demokrasi ve Milli Birlik Günü" olarak anılmaktadır. Bu gün, şehitlerimizi anmak ve darbe girişimine karşı verilen mücadeleyi hatırlamak amacıyla çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır. Darbenin,  2016 Ağustos ayında yapılacak olan Yüksek Askerî Şûra toplantısında ordu içerisindeki mensupları tasfiye edileceği öngörülen Fethullahçı yapılanmaya yakın çeşitli kademede askerî yetkililerin bu hareketi önlemek ve Türkiye hükûmetini ele geçirmek amacıyla darbe hareketine giriştiği öne sürülmektedir. Daha önceki tarihlerde Ergenekon ve Balyoz adıyla askerî yetkililere karşı yapılan kimi operasyonlar sonucu bu davalara konu olan kimi isimler görevlerinden uzaklaştırılmış, yerine hükûmete yakın olduğu ileri sürülen kadroların getirildiği haberleri basına yansımıştı. Darbede adı geçen isimlerin birçoğu özellikle Ergenekon süreci ile birlikte önü açılarak YAŞ'da terfi etmişti. Darbeyi yapan ekibin başında olduğu iddia edilen Albay Muharrem Köse, Ergenekon kapsamındaki "internet andıcı" soruşturmasında tutuklanan emekli eski Genelkurmay Adli Müşaviri Tümgeneral Hıfzı Çubuklu'nun yerine 2011 yılında adli müşavir olarak atanmıştı. Bununla birlikte darbe teşebbüsünde rolü olduğu iddia edilen Orgeneral Akın Öztürk, Balyoz operasyonu sonrasında birçok komutanın tutuklanmasının ardından 2013 yılında Türk Hava Kuvvetleri komutanlığı görevine getirilmişti. 2015 yılında Fethullahçı yapılanma ile bağlantıları olduğu iddia edilen Akın Öztürk'ün "darbe yapabilecek potansiyele sahip olduğu" gerekçesiyle bir grup subay tarafından Genelkurmay Başkanlığına bildirildiği ifade edilmiştir. Bu süreçte dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile birlikte karar vererek görev süresi bitmemesine rağmen Öztürk'ü Hava Kuvvetleri Komutanlığı görevinden almıştır. Bunun yanı sıra Mayıs 2020 tarihinde katıldığı bir televizyon programında Davutoğlu, 2015 YAŞ'da darbede kilit rol aldığı iddia edilen Tümgeneral Mehmet Dişli'nin MİT Müsteşarı ve tarafınca emekli edilmek istendiğini fakat son anda bunun engellendiğini belirtmiştir. İddialara göre TSK'nin Fethullahçılar ile ilişkili general ve amiralleri YAŞ sonrası emekli edeceğinin belli olması üzerine Öztürk darbe girişimini başlatmıştır. 15 Temmuz 2016 darbe girişimi, Türkiye'nin demokrasi tarihinde unutulmaz bir yer edinmiştir. Bu karanlık gecede, Türk milleti demokrasiye ve özgürlüğe olan inancını göstererek darbecilere karşı büyük bir zafer kazanmıştır. Şehitlerimiz, bu mücadelenin en değerli kahramanları olarak her zaman hatırlanacak ve anılacaktır. Onların fedakarlıkları sayesinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin demokrasi ve bağımsızlık yolundaki kararlılığı bir kez daha tüm dünyaya gösterilmiştir. 15 Temmuz gecesi, Türk halkı darbecilere geçit vermemiş, demokrasi ve milli birlik ruhuyla bu hain girişimi bertaraf etmiştir.   15 Temmuz milletin zaferinin yaşandığı geceye ve öncesine ayrıntılı olarak bakacak olursak; 15 Temmuz Darbe Girişimi veya 2016 Türkiye Askerî Darbe Teşebbüsü, darbe metninde yer aldığı isimle Yurtta Sulh Harekâtı, 15-16 Temmuz 2016 tarihleri arasında Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde kendilerini Yurtta Sulh Konseyi olarak tanımlayan bir grup asker tarafından Türkiye'de yaşanan askerî bir darbe girişimiydi. Görünen akeri grubun darbe girişimi olsa da arka planda farklı gruplar yer alıyordu. 15 Temmuz 2016, saat 10.30 civarında Kara Havacılık Komutanlığında görevli Binbaşı O.K. darbe girişiminden haberdar oldu. Bunun üzerine öğle saatlerinde kendi inisiyatifi ile bölüğünü terk etti ve Millî İstihbarat Teşkilatına giderek yapılacak olan kalkışmaya dair ihbarda bulundu. Darbe hazırlığında olunduğuna dair 15 Temmuz, 16.00'da istihbarat edinen MİT Müsteşarı Hakan Fidan, dönemin Genelkurmay II. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler'e ilk bilgilendirmeyi verdi.17.30'daki ayrıntılı bilgi paylaşımı sonrasında durumun ciddi olduğu değerlendirmesinde bulunuldu ve Hakan Fidan, Genelkurmay Başkanlığına davet edildi. Saat 18.00 sularında Hakan Fidan, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve komuta kademesiyle görüşmek için karargâha gitti. MİT'e gelen ihbarın daha büyük bir planın parçası olabileceğinin altını çizdi. Bunun üzerine Genelkurmay Başkanlığı; hava sahasının kapatılması, tüm askerî hareketliliğin yasaklanması, Kara Havacılık Okulunun ivedi teftiş edilmesi gibi tedbirler aldı. Karargahta yaşanan bu hareketlilik ve Hulusi Akar’ın Türk hava sahasını kapatma emri üzerine deşifre olduklarından şüphelenen darbeciler, kalkışmayı 03.00'ten 20.30'a çekti. Bununla birlikte Müyesser Yıldız'ın iddiasına göre Hakan Fidan, darbe teşebbüsünün olduğu gün Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'la görüştükten sonra Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ile yemeğe gitti. Yine aynı iddialara göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'ı da bilgilendirmeyen Fidan, eski başbakan Ahmet Davutoğlu'na şüpheli bir askerî hareketlilik olduğuna dair bilgi verdi   Türk Silahlı Kuvvetleri’nin resmî internet sitesi ve TRT'de yayınlanan bildiride ordunun yönetime el koyduğu ifade edilerek ülkede sıkıyönetim ve sokağa çıkma yasağı ilan edildiği açıklandı. İstanbul'daki Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprüleri, bir grup rütbeli asker ve Hava Harp Okulu öğrencisi tarafından kapatıldı. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İsmail Kahraman ve yaklaşık elli milletvekilinin Meclis'te bulunduğu sırada F-16 savaş uçakları Meclis üzerinde uçuş yaparak parlamentoyu dört defa bombaladı. Ankara'nın Beştepe semtinde bulunan Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na bombalama girişiminde bulunulsa da başarılı olunamadı. Muğla'nın Marmaris ilçesinde bir otelde bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a karşı suikast girişiminde bulunuldu. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi, Genelkurmay II. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga ve bazı üst düzey komutanlar; darbeye kalkışan askerler tarafından rehin alındı. Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu ise 'sık sık yer değiştirmesi' dolayısıyla darbeciler tarafından bulunamamıştır. Gelişmeler üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CNN Türk'te kanalın Ankara temsilcisi Hande Fırat'la FaceTime üzerinden iletişime geçerek darbecilere hiçbir şekilde imkân tanınmayacağını ifade ederek halkı darbeye tepki göstermek için meydanlara ve havalimanlarına çıkmaya davet etti. Çağrının ardından Türkiye'nin birçok ilinde darbe karşıtı protesto gösterileri düzenlendi. 15 Temmuz gecesi Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik  Yurtta Sulh Konseyi yönetimindeki Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığı'nda Muharebe Arama Kurtarma (MAK) timi üyelerince yapılan suikast ve darbe teşebbüsüdür. Marmaris'te bir otelde yaşanan suikast girişiminde  darbe girişiminde görev alan askerler, Erdoğan'ın kaldığı otele silahlı ve bombalı saldırı ile öldürme girişiminde bulunmuş ve aynı gün darbe girişiminin püskürtülmesinden sonra kaçmıştır. Yaralanan kişileri hastaneye kaldırmak üzere bölgeye gönderilen sağlık ekiplerine de ateş açılmış, çatışma sırasında yaralanan bir polis memuru ve bir cumhurbaşkanlığı koruma polisi yaşamını yitirmiştir. Erdoğan, suikast girişiminden önce Dalaman da bulunan TC-ATA uçağıyla Atatürk Havalimanı'na hareket etmiş, hareketi sırasında Türk Hava Kuvvetlerine bağlı darbecilerin kontrolündeki F-16 uçakları TC-ATA uçağı için risk oluşturmuş, TC-ATA kendi sinyal kodu yerine THY 8456 kodunu kullanarak[203] kendisini THY'e ait bir uçak gibi göstererek kimliğini gizlemiştir. 16 Temmuz sabahı, TSK ve Emniyet Genel Müdürlüğü personelinin düzenlediği operasyonlar sonucunda askerî darbe girişimi bastırıldı ve askerler silahları ile birlikte teslim oldu. Olaylar sonucunda 104'ü darbe yanlısı asker olmak üzere 300'den fazla kişi hayatını kaybetti, 1.491 kişi yaralandı, farklı rütbelerden 8.036 asker gözaltına alındı. Yargı ve sivil siyaset mensupları dâhil olmak üzere, toplam gözaltı sayısı 22 Temmuz tarihi ile birlikte 10 bini buldu. Bunun yanı sıra askerî, idari ve adli kurumlarda birçok kişi görevden alındı. Fethullahçı destekli olduğu öne sürülen askerî darbe girişiminin ardından İstanbul Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı ve Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Türk Ceza Kanunu'nun anayasal düzene karşı suçlar kapsamında yer alan "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisini ve Türkiye Cumhuriyeti hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs", "Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye teşebbüs", "halkı, Türkiye Cumhuriyeti hükûmetine karşı silahlı isyana tahrik" ve "cumhurbaşkanına suikast" suçlarından soruşturma başlatıldı. 21 Temmuz'da Millî Güvenlik Kurulu toplantısı sonrasında TBMM tarafından Anayasa'nın 120. maddesi gereğince üç ay süreyle olağanüstü hâl ilan edildi. İlan edilen olağanüstü hâl darbe girişiminin ardından geçen iki yıllık süreyi kapsayacak şekilde uzatıldı. Girişimin ardından başlatılan tasfiye süresince Nisan 2018 itibarıyla 160 bin kişi gözaltına alındı, FETÖ/PDY üyesi suçlamasıyla 50 bin kişi tutuklandı ve 152 bin kamu personeli görevlerinden ihraç edildi. Darbe girişimini izleyen dört yıllık sürede 289 dava açıldı, karara bağlanan 275 davada toplamda 4 bin 130 sanık hüküm giydi. Darbe girişimi sonrası başta Fethullah Gülen'i iade etmediği gerekçesiyle Amerika Birleşik Devletleri ve birçok Avrupa Birliği üyesi ülke ile FETÖ üyelerinin iade süreçleri ve sığınma hakkı konularında siyasi ve diplomatik krizler yaşandı. Ayrıca darbe teşebbüsünde bulunan FETÖ mensuplarına finansal destek verdiği ve darbe girişiminin arkasında bulunduğu iddiası nedeniyle Birleşik Arap Emirlikleri ile ilişkiler gerginleşti. Teşebbüsün ardından geçen süre boyunca aralarında Boğaziçi Köprüsü, Büyük İstanbul Otogarı ve Ilgaz Dağı Tüneli'nin de yer aldığı birçok yapı, mekân, meydan ve yerin adı, darbe girişiminin tarihine ithafen değiştirildi. Ayrıca 15 Temmuz tarihi, darbe girişiminde hayatını kaybedenleri anmak amacıyla Demokrasi ve Millî Birlik Günü adıyla 2017'de resmî tatil olarak ilan edildi. HABER: EMİNE TÜTÜN
15 Temmuz 2016 gecesi, Türkiye tarihinin en kritik ve en karanlık anlarından birini yaşadı. Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki bir grup asker, hükümeti devirmek amacıyla bir darbe girişiminde bulundu. Bu olay, Türkiye'nin demokrasi tarihinde derin izler bıraktı ve birçok vatandaşın hayatını kaybetmesine neden oldu. Türkiye’nin demokrasilerine sahip çıkması sonucu darbeye ve darbecilere artık geçit verilmeyeceğinin halkın iradesinin egemen olduğu gözler önüne serildi.

15 Temmuz’da canı pahasına meydanlara çıkan, tanklara, kurşunlara karşı yürüyerek darbecileri püskürten kahramanlar hiç unutulmadı.  Hain darbe girişiminde vatan için tankların karşısına çıkan Türk halkı o uzun ve karanlık gecede canları pahasına demokrasilerine sahip çıktı. Acı büyüktü dile kolay o gecenin sonunda 252 şehit 2 bin 700 gazi vardı

Darbe Girişiminin Arka Planı

15 Temmuz darbe girişimi, Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından planlandı ve uygulandı. FETÖ, uzun yıllar boyunca devletin çeşitli kademelerinde örgütlenmiş ve bu gücünü kullanarak devleti ele geçirmeyi hedeflemiş bir yapı olarak biliniyor. 15 Temmuz gecesi, bu yapının ordu içerisindeki unsurları harekete geçerek darbe girişiminde bulundu.

Gecenin Seyri

15 Temmuz akşamı saat 22:00 sularında başlayan darbe girişimi, İstanbul ve Ankara başta olmak üzere çeşitli illerde kendini gösterdi. Tanklar sokaklara çıktı, savaş uçakları alçak uçuş yaparak halkı korkutmaya çalıştı ve bazı stratejik noktalar ele geçirilmeye çalışıldı. Bu süreçte, darbeciler tarafından TRT binası basılarak darbe bildirisinin okunması sağlandı.

Cumhurbaşkanının Çağrısı ve Halkın Direnişi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, darbe girişiminin başlamasından kısa bir süre sonra Marmaris'te tatilde bulunuyordu. Darbecilerin onu ele geçirme girişiminden önce, CNN Türk kanalına Facetime üzerinden bağlanarak halka önemli bir çağrıda bulundu. Erdoğan, halkı meydanlara, havalimanlarına ve kritik noktalara çıkarak demokrasiyi savunmaya çağırdı. Bu çağrı, darbe girişiminin seyrini değiştiren kritik bir an oldu.

Türkiye Genelinde Yaşananlar

Cumhurbaşkanının çağrısıyla birlikte, tüm Türkiye genelinde halk sokaklara döküldü. İşte bu süreçte yaşanan önemli olaylar: İstanbul, Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprüleri: Tanklar tarafından kapatılan bu köprülerde halk, tankların üzerine çıkarak ve darbeci askerlerle karşı karşıya gelerek direniş gösterdi. Birçok vatandaş burada şehit oldu.

 

Atatürk Havalimanı: Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İstanbul'a iniş yapacağı Atatürk Havalimanı'nda halk, darbeci askerleri etkisiz hale getirerek kontrolü ele geçirdi.

Taksim Meydanı: Taksim'de toplanan kalabalık, darbecilere karşı direnerek meydanın kontrolünü sağladı.

Ankara, Genelkurmay Başkanlığı: Genelkurmay Başkanlığı'nda darbeci askerler ve halk arasında çatışmalar yaşandı. Burada birçok asker ve sivil hayatını kaybetti.

TBMM: Darbeci askerler, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni bombaladı. Bu saldırılar sırasında mecliste büyük hasar meydana geldi ve birçok kişi yaralandı.

Jandarma Genel Komutanlığı: Burada da darbeci askerler ve güvenlik güçleri arasında çatışmalar yaşandı.

Adıyaman, İzmir, Bursa, Adana ve diğer iller: Türkiye'nin birçok ilinde halk sokaklara çıkarak darbe girişimine karşı direniş gösterdi. Bu illerde de çeşitli olaylar yaşandı ve bazı vatandaşlar hayatını kaybetti.

Bu direniş sırasında, 252 vatandaşımız şehit oldu ve binlerce kişi yaralandı. Şehitler arasında kadınlar, çocuklar, polisler ve askerler bulunuyordu. Her biri, demokrasi ve özgürlük uğruna canlarını feda etti.

Demokrasi ve Milli Birlik Günü

15 Temmuz, Türk milletinin demokrasiye olan bağlılığının ve milli birliğinin sembolü olarak her yıl "Demokrasi ve Milli Birlik Günü" olarak anılmaktadır. Bu gün, şehitlerimizi anmak ve darbe girişimine karşı verilen mücadeleyi hatırlamak amacıyla çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır.

Darbenin,  2016 Ağustos ayında yapılacak olan Yüksek Askerî Şûra toplantısında ordu içerisindeki mensupları tasfiye edileceği öngörülen Fethullahçı yapılanmaya yakın çeşitli kademede askerî yetkililerin bu hareketi önlemek ve Türkiye hükûmetini ele geçirmek amacıyla darbe hareketine giriştiği öne sürülmektedir.

Daha önceki tarihlerde Ergenekon ve Balyoz adıyla askerî yetkililere karşı yapılan kimi operasyonlar sonucu bu davalara konu olan kimi isimler görevlerinden uzaklaştırılmış, yerine hükûmete yakın olduğu ileri sürülen kadroların getirildiği haberleri basına yansımıştı. Darbede adı geçen isimlerin birçoğu özellikle Ergenekon süreci ile birlikte önü açılarak YAŞ'da terfi etmişti. Darbeyi yapan ekibin başında olduğu iddia edilen Albay Muharrem Köse, Ergenekon kapsamındaki "internet andıcı" soruşturmasında tutuklanan emekli eski Genelkurmay Adli Müşaviri Tümgeneral Hıfzı Çubuklu'nun yerine 2011 yılında adli müşavir olarak atanmıştı. Bununla birlikte darbe teşebbüsünde rolü olduğu iddia edilen Orgeneral Akın Öztürk, Balyoz operasyonu sonrasında birçok komutanın tutuklanmasının ardından 2013 yılında Türk Hava Kuvvetleri komutanlığı görevine getirilmişti. 2015 yılında Fethullahçı yapılanma ile bağlantıları olduğu iddia edilen Akın Öztürk'ün "darbe yapabilecek potansiyele sahip olduğu" gerekçesiyle bir grup subay tarafından Genelkurmay Başkanlığına bildirildiği ifade edilmiştir. Bu süreçte dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile birlikte karar vererek görev süresi bitmemesine rağmen Öztürk'ü Hava Kuvvetleri Komutanlığı görevinden almıştır. Bunun yanı sıra Mayıs 2020 tarihinde katıldığı bir televizyon programında Davutoğlu, 2015 YAŞ'da darbede kilit rol aldığı iddia edilen Tümgeneral Mehmet Dişli'nin MİT Müsteşarı ve tarafınca emekli edilmek istendiğini fakat son anda bunun engellendiğini belirtmiştir. İddialara göre TSK'nin Fethullahçılar ile ilişkili general ve amiralleri YAŞ sonrası emekli edeceğinin belli olması üzerine Öztürk darbe girişimini başlatmıştır.

15 Temmuz 2016 darbe girişimi, Türkiye'nin demokrasi tarihinde unutulmaz bir yer edinmiştir. Bu karanlık gecede, Türk milleti demokrasiye ve özgürlüğe olan inancını göstererek darbecilere karşı büyük bir zafer kazanmıştır. Şehitlerimiz, bu mücadelenin en değerli kahramanları olarak her zaman hatırlanacak ve anılacaktır. Onların fedakarlıkları sayesinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin demokrasi ve bağımsızlık yolundaki kararlılığı bir kez daha tüm dünyaya gösterilmiştir. 15 Temmuz gecesi, Türk halkı darbecilere geçit vermemiş, demokrasi ve milli birlik ruhuyla bu hain girişimi bertaraf etmiştir.

 

15 Temmuz milletin zaferinin yaşandığı geceye ve öncesine ayrıntılı olarak bakacak olursak; 15 Temmuz Darbe Girişimi veya 2016 Türkiye Askerî Darbe Teşebbüsü, darbe metninde yer aldığı isimle Yurtta Sulh Harekâtı, 15-16 Temmuz 2016 tarihleri arasında Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde kendilerini Yurtta Sulh Konseyi olarak tanımlayan bir grup asker tarafından Türkiye'de yaşanan askerî bir darbe girişimiydi. Görünen akeri grubun darbe girişimi olsa da arka planda farklı gruplar yer alıyordu.

15 Temmuz 2016, saat 10.30 civarında Kara Havacılık Komutanlığında görevli Binbaşı O.K. darbe girişiminden haberdar oldu. Bunun üzerine öğle saatlerinde kendi inisiyatifi ile bölüğünü terk etti ve Millî İstihbarat Teşkilatına giderek yapılacak olan kalkışmaya dair ihbarda bulundu. Darbe hazırlığında olunduğuna dair 15 Temmuz, 16.00'da istihbarat edinen MİT Müsteşarı Hakan Fidan, dönemin Genelkurmay II. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler'e ilk bilgilendirmeyi verdi.17.30'daki ayrıntılı bilgi paylaşımı sonrasında durumun ciddi olduğu değerlendirmesinde bulunuldu ve Hakan Fidan, Genelkurmay Başkanlığına davet edildi. Saat 18.00 sularında Hakan Fidan, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve komuta kademesiyle görüşmek için karargâha gitti. MİT'e gelen ihbarın daha büyük bir planın parçası olabileceğinin altını çizdi. Bunun üzerine Genelkurmay Başkanlığı; hava sahasının kapatılması, tüm askerî hareketliliğin yasaklanması, Kara Havacılık Okulunun ivedi teftiş edilmesi gibi tedbirler aldı. Karargahta yaşanan bu hareketlilik ve Hulusi Akar’ın Türk hava sahasını kapatma emri üzerine deşifre olduklarından şüphelenen darbeciler, kalkışmayı 03.00'ten 20.30'a çekti. Bununla birlikte Müyesser Yıldız'ın iddiasına göre Hakan Fidan, darbe teşebbüsünün olduğu gün Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'la görüştükten sonra Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ile yemeğe gitti. Yine aynı iddialara göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'ı da bilgilendirmeyen Fidan, eski başbakan Ahmet Davutoğlu'na şüpheli bir askerî hareketlilik olduğuna dair bilgi verdi

 

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin resmî internet sitesi ve TRT'de yayınlanan bildiride ordunun yönetime el koyduğu ifade edilerek ülkede sıkıyönetim ve sokağa çıkma yasağı ilan edildiği açıklandı. İstanbul'daki Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprüleri, bir grup rütbeli asker ve Hava Harp Okulu öğrencisi tarafından kapatıldı. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İsmail Kahraman ve yaklaşık elli milletvekilinin Meclis'te bulunduğu sırada F-16 savaş uçakları Meclis üzerinde uçuş yaparak parlamentoyu dört defa bombaladı. Ankara'nın Beştepe semtinde bulunan Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na bombalama girişiminde bulunulsa da başarılı olunamadı. Muğla'nın Marmaris ilçesinde bir otelde bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a karşı suikast girişiminde bulunuldu. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi, Genelkurmay II. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga ve bazı üst düzey komutanlar; darbeye kalkışan askerler tarafından rehin alındı. Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu ise 'sık sık yer değiştirmesi' dolayısıyla darbeciler tarafından bulunamamıştır.

Gelişmeler üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CNN Türk'te kanalın Ankara temsilcisi Hande Fırat'la FaceTime üzerinden iletişime geçerek darbecilere hiçbir şekilde imkân tanınmayacağını ifade ederek halkı darbeye tepki göstermek için meydanlara ve havalimanlarına çıkmaya davet etti. Çağrının ardından Türkiye'nin birçok ilinde darbe karşıtı protesto gösterileri düzenlendi.

15 Temmuz gecesi Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik  Yurtta Sulh Konseyi yönetimindeki Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığı'nda Muharebe Arama Kurtarma (MAK) timi üyelerince yapılan suikast ve darbe teşebbüsüdür. Marmaris'te bir otelde yaşanan suikast girişiminde  darbe girişiminde görev alan askerler, Erdoğan'ın kaldığı otele silahlı ve bombalı saldırı ile öldürme girişiminde bulunmuş ve aynı gün darbe girişiminin püskürtülmesinden sonra kaçmıştır. Yaralanan kişileri hastaneye kaldırmak üzere bölgeye gönderilen sağlık ekiplerine de ateş açılmış, çatışma sırasında yaralanan bir polis memuru ve bir cumhurbaşkanlığı koruma polisi yaşamını yitirmiştir.

Erdoğan, suikast girişiminden önce Dalaman da bulunan TC-ATA uçağıyla Atatürk Havalimanı'na hareket etmiş, hareketi sırasında Türk Hava Kuvvetlerine bağlı darbecilerin kontrolündeki F-16 uçakları TC-ATA uçağı için risk oluşturmuş, TC-ATA kendi sinyal kodu yerine THY 8456 kodunu kullanarak[203] kendisini THY'e ait bir uçak gibi göstererek kimliğini gizlemiştir.

16 Temmuz sabahı, TSK ve Emniyet Genel Müdürlüğü personelinin düzenlediği operasyonlar sonucunda askerî darbe girişimi bastırıldı ve askerler silahları ile birlikte teslim oldu. Olaylar sonucunda 104'ü darbe yanlısı asker olmak üzere 300'den fazla kişi hayatını kaybetti, 1.491 kişi yaralandı, farklı rütbelerden 8.036 asker gözaltına alındı. Yargı ve sivil siyaset mensupları dâhil olmak üzere, toplam gözaltı sayısı 22 Temmuz tarihi ile birlikte 10 bini buldu. Bunun yanı sıra askerî, idari ve adli kurumlarda birçok kişi görevden alındı.

Fethullahçı destekli olduğu öne sürülen askerî darbe girişiminin ardından İstanbul Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı ve Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Türk Ceza Kanunu'nun anayasal düzene karşı suçlar kapsamında yer alan "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisini ve Türkiye Cumhuriyeti hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs", "Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye teşebbüs", "halkı, Türkiye Cumhuriyeti hükûmetine karşı silahlı isyana tahrik" ve "cumhurbaşkanına suikast" suçlarından soruşturma başlatıldı. 21 Temmuz'da Millî Güvenlik Kurulu toplantısı sonrasında TBMM tarafından Anayasa'nın 120. maddesi gereğince üç ay süreyle olağanüstü hâl ilan edildi. İlan edilen olağanüstü hâl darbe girişiminin ardından geçen iki yıllık süreyi kapsayacak şekilde uzatıldı. Girişimin ardından başlatılan tasfiye süresince Nisan 2018 itibarıyla 160 bin kişi gözaltına alındı, FETÖ/PDY üyesi suçlamasıyla 50 bin kişi tutuklandı ve 152 bin kamu personeli görevlerinden ihraç edildi. Darbe girişimini izleyen dört yıllık sürede 289 dava açıldı, karara bağlanan 275 davada toplamda 4 bin 130 sanık hüküm giydi.

Darbe girişimi sonrası başta Fethullah Gülen'i iade etmediği gerekçesiyle Amerika Birleşik Devletleri ve birçok Avrupa Birliği üyesi ülke ile FETÖ üyelerinin iade süreçleri ve sığınma hakkı konularında siyasi ve diplomatik krizler yaşandı. Ayrıca darbe teşebbüsünde bulunan FETÖ mensuplarına finansal destek verdiği ve darbe girişiminin arkasında bulunduğu iddiası nedeniyle Birleşik Arap Emirlikleri ile ilişkiler gerginleşti.

Teşebbüsün ardından geçen süre boyunca aralarında Boğaziçi Köprüsü, Büyük İstanbul Otogarı ve Ilgaz Dağı Tüneli'nin de yer aldığı birçok yapı, mekân, meydan ve yerin adı, darbe girişiminin tarihine ithafen değiştirildi. Ayrıca 15 Temmuz tarihi, darbe girişiminde hayatını kaybedenleri anmak amacıyla Demokrasi ve Millî Birlik Günü adıyla 2017'de resmî tatil olarak ilan edildi.

HABER: EMİNE TÜTÜN

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gozdetv.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.