Bir Sümer bilmecesi: "O ev ki cennet gibi... Gözü kapalı biri oraya girdi, gözü açılmış olarak çıktı." Cevap:Okul
Temel amacı, bireyi içinde yaşadığı topluma hazırlamak, kendisine ve kendisinden sonra gelecek nesillere daha iyi bir gelecek ve dünya bırakmak olan eğitimin (Çetin, 2014) ev sahibidir okul. Nitelikli insan gücü yetiştirerek toplumu en çok da ekonomik ve de sosyolojik yönlerden kalkındıran en büyük güçtür eğitim. Bu coğrafyada, Aziz Sancar'ı taşradan Nobel'e taşıyandır eğitim. Ve çok daha nicesidir.
Eğitimin, okulun önemine binâen söylenecek çok şey var elbette. Keşke bu husustaki tüm zamanlarımızı sadece önemi üzerine ya da nitelikli bir sistem sonucu almış olduğumuz meyvelerimiz üzerine konuşarak geçirebilseydik.
"Eğitim, okul, öğrenci, öğretmen..." diyoruz, devamında yutkunuyoruz çoğu kez. Neden mi? Manşetler atılıyor birer birer mesela.
"Atama Yolunda Hayatları Bitiyor!", "Çalınan Hayatımız!",... Bir de "8 Ay!" deniliyor, diyoruz. Nedir mi bunlar? Eğitimi çocuklarımıza, gençlerimize nakşederek onları bize, bu vatana gelecek kılacak biz öğretmen adaylarının feryadıdır...
"Sadece eğitimin değil, ülkenin lokomotifi öğretmendir. Gücünün sınırı tahminlerin çok ötesindedir." denilmişti. Lokomotifin çalışmaması durumunda, birbiri ardına sıralanmış vagonlar bir karış dahi ilerleyemez. Bir ülkeyi ayakta tutan her alanı birer vagona benzetirsek bunların her birinin çalışmasını sağlayan güç eğitimdir. Ve eğitimin çarklarını elinde tutan öğretmendir. Yoksunluğu bir yolu değil, bir geleceği yıkabilecek kadar güçlüdür. Ülkemizde 1 milyondan fazla öğretmen vardır yeni nesli inşa etmek için canla başla çalışan. Ve bir de aylardır hatta belki de yıllardır atanmayı bekleyen binlerce öğretmen vardır. Bu sürecin zorluğunu şu tabirle isimlendiriyoruz çoğu öğretmen adayı olan bizler: "Çalınan Hayatımız". Bu tabiri, nicesi başarıları ile önder olmuş insanların yaşadığı cennet vatanımızda kullanmak noktasındaki acziyetimiz bizi de üzüyor. Yıllarca verilen emekler, uykusuz geceler, ailelerimizin destekleri, bir öğrencinin gülüşünde cemre olmayı başarabilme hayalleri ve daha çok nicesi. Taşıyoruz heybemizde bunları ama bekliyoruz sonrasında çaresizce. Türkiye Yüzyılı'nda bu sarsıcı bekleyişler, sadece öğretmen adaylarını değil, bilâkis geleceği de sallantıya sürükleyecektir. Henüz bir takvimin yayınlanmamış olması ve dahi üzerine mülakat noktasında tedirginlik... Cumhurbaşkanımızın 11 Nisan 2023 tarihinde belirtmiş olduğu "Kamuya işe alımları, görevin getirdiği zorunluluklar dışında mülakatı kaldırarak sınavlarındaki başarı sıralamasına göre yapacağız." sözünün üzerinden tam 1 yıl geçmesine rağmen henüz yetkili kişilerden bu noktada geri adım atılmaması, biz öğretmen adaylarının bu süreçteki bekleyişini daha da sancılı hale getiriyor. Ülkede son yıllarda yaşanan liyâkatsizlikler sonucu yaşananlardan ötürü, bu noktadaki tavrımız zirâ çok da yerindedir.
Beklemek istemiyoruz daha fazla. Defalarca ilan edilmiş ücretli öğretmen alımı haberleri yerine, atama haberleri görmek istiyoruz.
"Madem bu kadar eksik var her branşta, neden alımlar aynı oranda değil?" diye sormak istemiyoruz.
"Ülkemizde yapılan liyâkatsizlikler çok canımızı yaktı, bir de bu ülkenin geleceğini inşa edecek biz öğretmenler için de canımız yanmasın." diyoruz.
Logosundaki, kırmızı rengi ile bayrağımızı, defne yaprağı ile mükemmelliği, açılmış kitap ile bilgiyi, yanan meşale ile de aydınlık ve uygarlığı sembolize eden Milli Eğitim Bakanlığı'ndan hem yeterli sayıda bir atama haberi hem de süreci kolaylaştıracak bir haber duymak istiyoruz.
Dalgalanan al bayrağımız altında bir nesil,
Mükemmelliği başarılarına kat ve kat ekleyecek bir nesil,
Bilgiyi heybesinde zırh edinmiş bir nesil,
Aydınlıklara anahtar olacak bir nesil,
Ve de bizleri tarihe şanlı bir uygarlık olarak taşıyacak bir nesil!
İşte böylesine bir nesil bekliyor bizleri!
Türkiye Yüzyılı'ndan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün sözleri ışığında haykırıyoruz:
"Yeni nesil bizim eserimiz olacaktır!".
MERVE NUR CİHANBEY